Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2016/2024 E. 2019/9332 K. 24.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2024
KARAR NO : 2019/9332
KARAR TARİHİ : 24.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı
HÜKÜM : Basit cinsel saldırı suçundan mahkumiyet

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında dosya içeriğine göre sanığın devamlılık arz etmeyen, ani ve hareketler yönünden kesiklik gösteren eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığı gözetilip, 5237 sayılı TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gereğince lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Adli sicil kaydı bulunmayan ve tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluştuğu ifade edilerek hapis cezası ertelenen sanık hakkında, erteleme hükümlerinden önce tartışılması gereken ve hukuki sonuçları itibarıyla daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı konusunda 5271 sayılı CMK’nın 231/6. maddesindeki hususlar değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken bu husus sorulmadığı halde yazılı şekilde sanık tarafından talep edilmediği gerekçesiyle anılan maddenin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisi ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.