YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/12393
KARAR NO : 2020/5745
KARAR TARİHİ : 09.12.2020
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm ve temyiz isteminin reddine dair ek karar temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi.
11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunla değişik Tebligat Kanununun 10/2. maddesi gereğince tebligatın muhatabın bilinen en son adresine yapılması, bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmaması veya tebligat yapılamaması halinde adres kayıt sistemindeki adresine aynı Kanunun 21/2. maddesi gereğince doğrudan tebligat yapılmasının zorunlu olduğu nazara alınarak yapılan incelemede, yokluğunda verilen gerekçeli hükmün sanığa doğrudan 21/2. maddeye istinaden tebliğinin usulsüz olması nedeniyle sanığın temyiz isteminin reddine dair verilen ek kararın hatalı olduğu gözetilerek kaldırılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Tüm dosya kapsamına göre sanığın olay günü arkasından yaklaştığı katılanın eteğinin altına eline sokarak cinsel organını avuçlama şeklindeki ani ve kesintili gerçekleşen eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığı göz önüne alınarak yapılan değerlendirmede, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 102/1. maddesinde yer alan cinsel saldırı suçuna ilişkin anılan maddede öngörülen 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasının alt ve üst sınırları nazara alınıp, mahkemece gerekçe gösterilerek sanık hakkında teşdiden 4 yıl hapis cezası tayin edilmiş ise de, hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanununun 58. maddesiyle yeniden düzenlenen 5237 sayılı TCK’nın 102. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde “cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına” hükmedileceğinin kabul edilmesi karşısında, anılan düzenlemenin lehe olduğu gözetilerek yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.