Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2015/790 E. 2016/8655 K. 21.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/790
KARAR NO : 2016/8655
KARAR TARİHİ : 21.12.2016

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama
HÜKÜM : Suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, diğer atılı suçlardan mahkûmiyet

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek dosya incelendi.
Suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçundan dolayı 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan olup temyiz yeteneğinin bulunmadığı ve müdafiin anılan hükme ilişkin temyiz istemi aynı Kanunun 264. maddesi hükmüne göre itiraz kabul edilip gerekli kararın mahallinde merciince verilmesi gerektiğinden, incelemenin diğer temyizlerle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Hükümlerden sonra 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının sanıklar haklarında kurulan mahkûmiyet hükümleri yönünden infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Sanıklar ile suça sürüklenen çocuk haklarında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Suçun sonucunda mağdurun ruh sağlığının bozulmasından dolayı neticenin ağırlığına göre tayin edilen cezanın, TCK’nın 49/1, 102/5. maddeleri gereğince 20 yıla kadar arttırılmasının olanaklı bulunduğu nazara alınarak, anılan kanun maddeleri gereğince hakkaniyet kuralları da gözetilerek uygun bir ceza tayini gerektiği halde 102/5. maddesinin uygulama dışı bırakılması ayrıca aralarında fikir ve eylem birliği bulunan sanıkların üzerinde müşterek hakimiyet kurmak suretiyle direncini kırdıkları mağdura karşı nitelikli cinsel saldırı eylemlerini aynı mekanda birbirini takiben gerçekleştirdikleri ve her bir sanığın bizzat işlediği eylemden ayrı olarak diğerinin eylemine de TCK’nın 37. maddesi anlamında katılmasından dolayı sanıklar ile suça sürüklenen çocuk haklarında belirlenen cezaların suçun zincirleme işlenmesi nedeniyle aynı Kanunun 43. maddesi uyarınca arttırılmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin eleştiriler dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanıklar ile suça sürüklenen çocuk müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar haklarında kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanıklar haklarında TCK’nın 86/1. maddesi ile teşdiden tayin edilen 1 yıl 6 ay hapis cezaları üzerinden aynı Kanunun 86/3. maddesi uyarınca 1/2 oranında arttırım yapıldığında 1 yıl 15 ay yerine 2 yıl 3 ay, bu ceza üzerinden 87/3. maddesi gereğince 1/12 oranında arttırım yapıldığında 1 yıl 17 ay 7 gün yerine 2 yıl 5 ay 7 gün ve 62/1. maddesine göre 1/6 oranında indirim yapıldığında neticeten 1 yıl 12 ay 10 gün yerine 2 yıl 10 gün hapis cezalarına hükmedilmesi suretiyle cezaların fazla tayini,Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkralarında bulunan “2 yıl 3 ay”, “2 yıl 5 ay 7 gün ” “2 yıl 10 gün” ibarelerinin çıkartılarak yerlerine sırasıyla “1 yıl 15 ay”, “1 yıl 17 ay 7 gün” “1 yıl 12 ay 10 gün” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.