Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2015/5566 E. 2018/7541 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5566
KARAR NO : 2018/7541
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İftira, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (her iki sanık için), yalan tanıklık (sanık … için)
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk derece mahkemesince verilen hükümler sanıklar ile sanık … müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık … hakkında mağdura karşı iftira suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde ;
Hükümden sonra 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık ile sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA,
Sanık …’in mağdura karşı yalan tanıklık ve iftira suçlarından kurulan hükümler ile her iki sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Sanık …’in, mağdurla tartışma yaşayan diğer sanık …’ü yanına çağırarak kendisine cinsel saldırıda bulunduğu yönünde şikayet etmesini söyleyerek, bilgisayarda hazırladığı şikayet dilekçesini Betül’e verdiği, Betül’ün bu dilekçeyi Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu bu şikayet sebebiyle mağdurun bir gün gözaltına alındığı, sanık …’in Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde; mağdurun sanık …’e basit cinsel saldırıda bulunduğunu gördüğünü beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; sanık …’in fiil üzerinde sanık … ile birlikte hakimiyet kurduğu ve TCK’nın 37. maddesi gereğince doğrudan fail durumunda olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığındaki tanıklığının TCK’nın 267/2. maddesinde
belirtilen iftira suçunun maddi eser ve delillerini oluşturmak kapsamında kaldığı, yalan tanıklık suçunun oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 272. maddesinde düzenlenen yalan tanıklık suçundan 5271 sayılı CMK’nın 223/7. maddesi gereğince hüküm kurulmasına yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
Sanıklar İbrahim ve Betül tarafından işlenen iftira suçu dolayısıyla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluştuğu ve TCK’nın 267/4. maddesi uyarınca her iki sanığın dolaylı fail olarak sorumlu tutulmaları karşısında; TCK’nın 109/3-b maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun birden fazla kişiyle birlikte işlenmesi halinin kabulü için madde gerekçesinde de belirtildiği şekilde suçun icra hareketlerinin birden fazla şahıs tarafından doğrudan fail olarak birlikte gerçekleştirilmesinin, yani TCK’nın 37. maddesi anlamında müşterek faillik durumunun gerektiği, dolaylı faillikte bu fıkra hükmüne göre ceza verilemeyeceği gözetilmeden, dolaylı fail konumunda olduğu anlaşılan sanık … ve asli fail sanık … hakkında tayin edilen cezalarda TCK’nın 109/3-b maddesi gereğince arttırım yapılması,
Hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ile sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.