Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2015/5549 E. 2015/11496 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5549
KARAR NO : 2015/11496
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

İlk derece mahkemesince verilen hükümlerin sanıklar ile suça sürüklenen çocuklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi ve sanık….müdafiince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, 29.04.2015 Çarşamba saat 13:30’a duruşma günü tayin olunarak sanık…. müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından… hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık… müdafiin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Suça sürüklenen çocuklar …haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsifve
tatbikatları yapılmış bulunduğundan, suça sürüklenen çocuklar müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar….. haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerde yer alan TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin çıkartılarak yerlerine “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı da nazara alınmak kaydıyla sanıklar haklarında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar haklarında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Mağdurenin aşamalardaki anlatımları, savunma, tanık beyanı, tüm dosya kapsamı ve mahkemenin kabulüne göre, hakkındaki kamu davası tefrik edilen sanık .. ile sanık…..’in arabayla dolaştıkları sırada, beden ve ruh sağlığı bakımından kendisini savunamayacak durumda olan mağdure.. gördükleri, arabayla gezmeyi teklif ettikleri mağdurenin kabul ederek araca binmesinin ardından bir süre dolaştıkları, .. dağına çıktıktan sonra inmek isteyen mağdureye izin vermeyip, sırtına yumrukla vurmak suretiyle korkuttukları ve cinsel ilişkiye girmek için yer aradıkları, bu amaçla ev sahipleri ile telefon görüşmesi yaptıktan sonra, zorla cinsel ilişkiye girmek amacıyla mağdureyi cebir ve tehditle sanık….ile suça sürüklenen çocuklar….un da bulunduğu eve getirdikleri, burada ağzını bağladıkları mağdureyi
boynundan öpmeye başladığı, direniş gösterilmesi üzerine bu….’ in dudaklarından öptüğü ve mağdurenin direnmeye devam ederek “beni kurtarın, beni öldürecekler” , “bana tecavüz edecekler” şeklinde sözler sarf ederek bağırması üzerine eylemlerine kendiliklerinden son vererek evden dışarı attıkları sabit olduğundan, mevcut haliyle aynı evin içinde mağdureyle birlikte olan sanıklar ile suça sürüklenen çocukların nitelikli cinsel saldırı eylemlerini tamamlamalarına mağdurenin bağırıp yetersiz şekilde direnmesi dışında ciddi bir engel olmadığı ve hareketlerini sonuna kadar götürebilme imkânları bulunduğu halde icra hareketlerine kendiliklerinden son vererek mağdureyi evden çıkardıklarının anlaşılması karşısında, sanıklar ile suça sürüklenen çocuklar haklarında 5237 sayılı TCK’nın 36. maddesi hükmü uyarınca gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanmak suretiyle, eylemlerinin basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten hükümler kurulması,
Sanıklar .. ve ..in her biri diğerinin ve suça sürüklenen çocuklar…’un da her iki sanığın cinsel saldırı eylemlerine iştirak ettikleri anlaşıldığı halde, sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar haklarında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,
Hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak sanıklar haklarında yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Mahkemece mahkûmiyet kararları verilmesinden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle sanıklar ile suça sürüklenen çocukların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarları itibariyle kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. .maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.