Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2015/5158 E. 2015/8216 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5158
KARAR NO : 2015/8216
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

Sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda …Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29.01.2015 tarihli ve 2015/341 soruşturma, 2015/259 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın reddine ilişkin …Sulh Ceza Hakimliğinin 12.02.2015 tarihli ve 2015/210 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, olay tarihinde şüphelinin ikametinde misafir olarak başkaca şahısların bulunduğu, mağdurun olay öncesinde şüphelinin bahse konu eylemi gerçekleştireceğinden şüphe duymasına karşı şüpheli ile bulundukları ortamı terk etme olanağı bulunmasına rağmen odayı terk etmemesi, şüphelinin evinde misafir olarak bulunan kişiler olduğu halde belirtilen eylemi gerçekleştirmeye kalkışmasının inandırıcılıktan uzak olduğu, mağdurun maruz kaldığı iddia edilen eylem karşısında bağırarak veya bulunduğu ortamı terk ederek diğer odada bulunan kişilerden yardım isteyebileceği ancak bunu da yapmadığı, ayrıca mağdurun olay anı itibariyle evde bulunan şahıslara da bu olaydan bahsetmediği, diğer taraftan taraflar arasında husumet sebebi sayılabilecek olay mevcut olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, müştekinin olay tarihinde şüphelinin evine şüphelinin kız kardeşinden kitap almak için kardeşiyle birlikte gittiği, şüphelinin kardeşinin evde olmadığı, şüphelinin kitabı bulmak için mağdure ile kardeşini eve davet ettiği, mağdure ve tanık olarak dinlenen mağdurenin kardeşinin beyanlarına göre kitap aramak için mağdure ile kardeşini ayrı odalara yönlendirdiği, mağdurenin aşamalarda değişmeyen beyanı, mağdurenin kardeşi olan tanığın ablasını bulunduğu odadan çıkarken ağlar ve titrer halde gördüğü yönündeki beyanı, mağdure ile kardeşinin olaydan hemen sonra annelerini bularak akabinde şikayetçi olmaları gözetildiğinde, delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir
nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14.04.2015 gün ve 94660652-105-52-2461-2015-8426/26571 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinin yerinde olduğu anlaşıldığından,… Sulh Ceza Hakimliğinin 12.02.2015 tarih ve 2015/210 değişik iş sayılı Kararının; 5271 sayılı CMK’nın 309 maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına ve dosyanın merciine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.