Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2015/5144 E. 2015/9981 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5144
KARAR NO : 2015/9981
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Tebliğname No : 14 – 2013/271799
MAHKEMESİ : Nevşehir Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18.04.2013
NUMARASI : 2013/65 Esas, 2013/137 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

İlk derece mahkemesince verilen hükümlerin sanık müdafi tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 14.10.2015 Çarşamba saat 13:30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından B… Y… hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine dosyadaki vekaletnameye dayanarak sanık O.. A.. adına gelen Av. N.. E.. huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık O.. A.. hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu. Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 11.11.2015 Çarşamba günü saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Hükmün gerekçesinde sanığın olay tarihinde mağdureyi araçla top sahası olarak kullanılan yere götürdüğü belirtilmesine rağmen yine aynı gerekçenin içerisinde sanığın mağdureyi otele götürerek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinin kabul edilmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Cinsel istismar suçu yönünden ise, mağdurenin, dosyanın sanığı dışında bir kısmı basit, bir kısmı da nitelikli olmak üzere yirmi yedi kişinin daha cinsel istismarına maruz kalıp her bir sanık için ayrı ayrı davalar açılmasının ardından tüm dosyalar birleştirilip (A… T… isimli kişinin dosyası hariç) maruz kaldığı eylemler nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı ve bozulduğunun tespit edilmesi halinde de her bir sanığın eylemleri teker teker irdelenmek sureti ile hangi eylemlerden ötürü bozulduğunun tespit edilmesi istenilerek bütün sanıklar yönünden rapor alındığı, ancak Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 30.05.2012 tarihli raporunda, mağdurenin ruh sağlığının suça sürüklenen çocuk M… C… V… dışındaki diğer tüm sanıkların eylemlerinin birlikte etkisiyle bozulduğu bildirildiği halde, her bir sanığın farklı zamanlardaki eylemleri sebebiyle mağdurenin ruh sağlığının her bir suç yönünden ayrı ayrı bozulup bozulmadığı hususlarında açık bir tespite yer verilmediğinin anlaşılması karşısında, hükme esas alınan raporun içerik itibariyle açıklayıcı ve kanaat verici nitelikte bulunmadığı gözetilerek, öncelikle tüm sanıklar haklarındaki dava dosyaları ile gerekmesi halinde mağdurenin gönderilerek, her bir sanığın eylemi mağdurenin ruh sağlığının bozulmasına etkisi açısından incelenip değerlendirilmek suretiyle tıbben nitelendirilerek, 5237 sayılı TCK’nın 103/6. maddesi anlamında mağdurenin ruh sağlığının her bir suç yönünden ayrı ayrı bozulup bozulmadığına dair Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor alınıp sonucuna göre, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemelerde nazara alınarak, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken “mağdurenin ruh sağlığının tüm sanıkların eylemlerinin birlikte etkisi ile bozulduğu” şeklindeki raporla yetinilerek eksik araştırma ile sanık hakkında TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
02.11.2015 tarihinde verilen işbu karar 11.11.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından B… E… hazır olduğu halde sanık müdafiin gıyabında tefhim olundu.