Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2015/3424 E. 2015/7975 K. 02.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3424
KARAR NO : 2015/7975
KARAR TARİHİ : 02.09.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde onsekiz yaşı içerisinde bulunan mağdurenin aşamalardaki beyanları, savunma, doktor raporları, telefon HTS kayıtları ile tüm dosya içeriğine göre, her ne kadar mağdure 13.11.2012 günü meydana gelen olayla ilgili olarak 18.12.2012 tarihinde kolluğa giderek sanığın kendisiyle zorla cinsel ilişkiye girdiğini iddia edip şikâyetçi olmuş ise de; olay tarihinden önce mağdurenin ağabeyine ait bayan kuaföründe çalışan sanıkla aynı işyerine zaman zaman yardım etmek için gelmesi nedeniyle tanışıp arkadaş olan mağdurenin olay günü kendiliğinden sanığın evine gitmesi, gerek olaydan önce gerekse olaydan sonra mağdure ile sanığın birbirlerine çok sayıda telefon mesajı gönderip bir kaç kez de telefonla görüşmesi, mağdurenin olaydan sonra kızlık zarını diktirmek için annesinin bileziğini gizlice alarak sanığa vermesi ve 18.12.2012 günü eve dönmekte geç kalan mağdurenin kaybolduğunu zanneden ailesinin kolluğa müracaatı üzerine, ailesinin cinsel ilişki olayını öğrendiğini düşünerek eylemi anlatması dikkate alındığında, cinsel ilişkinin zorla gerçekleştiği iddiasının durumu çevreye mazur gösterme düşüncesinin sonucu olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve fiilin cebirle işlendiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı nazara alındığında sanığın eyleminin TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Adli Tıp Kurumunun bilinen istikrarlı uygulamalarına göre, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın cezada artırım nedeni olabilmesi için, eylem sonucunda onsekiz yaşını doldurmayan mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin tespitin, suç tarihinden itibaren en az 6 ay geçtikten sonra yapılması gerektiği gözetilmeden, Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Tıbbi Kurulu tarafından 13.11.2012 günü gerçekleşen olayla ilgili 6 aylık süreden önce 13.03.2013 tarihinde düzenlenen rapora dayanılarak, verilen cezanın TCK’nın 103/6. maddesiyle arttırılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebi ve tutuklu kaldığı süre gözetilerek sanığın TAHLİYESİNE ve başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin en seri biçimde mahalline bildirilmesi hususunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 02.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.