Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2015/3313 E. 2015/8790 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3313
KARAR NO : 2015/8790
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

Tebliğname No : 14 – 2015/28417
MAHKEMESİ : Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24.11.2014
NUMARASI : 2009/60 Esas, 2014/232 Karar
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, özel hayatın gizliliğini ihlâl (suça sürüklenen
çocuklar S.. B.., M.., Ç.., S…, E…, A..), çocuğun nitelikli cinsel istismarı, özel hayatın gizliliğini ihlâl, tehdit (suça sürüklenen çocuk T..), özel hayatın gizliliğini ihlâl, fuhuş (suça sürüklenen çocuk M..), çocuğun nitelikli cinsel istismarı, özel hayatın gizliliğini ihlâl, fuhuş (suça sürüklenen çocuk N..

İlk derece mahkemesince verilen verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuklar haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dava zamanaşımı süresi içerisinde kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.11.2007 gün ve 2007/5-142 Esas, 2007/240 sayılı Kararında belirtildiği üzere; suça sürüklenen çocuklar Burak, S.., N.. ve A.. haklarında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan uygulama yapılırken TCK’nın 61. maddesindeki sıralamaya göre, 43. maddenin 103/6. maddeden sonra uygulanması gerektiği, ancak cinsel istismar eylemlerinin sonucu olarak gerçekleşen TCK’nın 103/6. maddesindeki suçun ağırlaşmış halinin teselsül edemeyeceği ve zincirleme biçimde gerçekleşen eylemlerin 103/6. maddeden öncekiler olması nedeniyle 43. madde uyarınca yapılacak arttırımın 103/6. madde ile tayin edilen ceza üzerinden değil, bu maddenin tatbikinden önce bulunan ceza miktarı üzerinden hesaplanıp bulunan miktarın 103/6. maddeyle tayin olunan cezaya eklenmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması, suça sürüklenen çocuklar N.. ve A.. haklarında TCK’nın 31. maddesinin ikinci bendinin son cümlesinin, suça sürüklenen çocuklar B.. ve S… haklarında ise aynı maddenin üçüncü bendinin son cümlesinin uygulanması nedeniyle sonuç cezaya etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Suça sürüklenen çocuklar S.. ve N… haklarında müstehcenlik suçundan kurulan mahkûmiyet; suça sürüklenen çocuklar S.., M.., Ç… ve E.. haklarında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, özel hayatın gizliliğini ihlâl; suça sürüklenen çocuk T.. hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, tehdit, “özel hayatın gizliliğini ihlâl;” suça sürüklenen çocuk N.. hakkında fuhuş; suça sürüklenen çocuk B… hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal; suça sürüklenen çocuk M… hakkında ise fuhuş ve özel hayatın gizliliğini ihlâl suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, beraati ve sübutu kabul olunan fiillerin eleştiri dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, suça sürüklenen çocuklar S.., B.., N.. müdafileri ile katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Suça sürüklenen çocuklar B.. ve S… haklarında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suça sürüklenen çocuklar haklarında TCK’nın 103/2, 103/3, 103/4 ve 43. maddeleri uygulanmak suretiyle verilen 22 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden, aynı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca yapılan 1/3 indirim sonucunda 15 yıl yerine 14 yıl 12 ay hapis cezasına hükmedilip sonraki indirimlerinde bu miktar üzerinden yapılması suretiyle eksik cezaya hükmolunması,
TCK’nın 61/5. maddesine göre, aynı Kanunun 31. maddesinin üçüncü bendinin son cümlesindeki hapis cezasının 12 yıldan fazla olamayacağına ilişkin düzenlemenin, TCK’nın 62. maddesinden önce tatbikinin gerektiği gözetilmeden suça sürüklenen çocuklar haklarında yazılı şekilde uygulama yapılması neticesinde fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuklar B.. ve S.. müdafileri ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, suça sürüklenen çocuklar B… ve S.. haklarında kurulan hükümlerin C) 1 ve D) 1 bendlerinin sekizinci fıkralarının hükümlerden çıkartılması ve aynı bendlerin altıncı fıkralarındaki “14 yıl 12 ay” ibarelerinin “15 yıl” olarak değiştirilmesi, aynı fıkraların sonuna gelmek üzere “…ancak aynı maddenin son cümlesindeki düzenleme gereği suça sürüklenen çocuğa verilecek ceza 12 yıldan fazla olamayacağından suça sürüklenen çocuğun 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” yazılması ve 62. maddenin uygulandığı hükmün C) 1 ve D) 1 bendlerinin yedinci fıkralarında yeralan “…11 yıl 18 ay…” ibarelerinin çıkartılarak yerlerine “10 yıl” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Suça sürüklenen çocuklar N… ve A.. haklarında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
TCK’nın 61/5. maddesine göre, aynı Kanunun 31. maddesinin ikinci bendinin son cümlesindeki hapis cezasının 7 yıldan fazla olamayacağına ilişkin düzenlemenin, TCK’nın 62. maddesinden önce tatbikinin gerektiği gözetilmeden suça sürüklenen çocuklar haklarında yazılı şekilde uygulama yapılması neticesinde fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuklar N…ve A… müdafileri ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, suça sürüklenen çocuklar N… ile A.. haklarında kurulan hükümlerin B) 2 ve E) 1 bendlerinin sekizinci fıkralarının hükümlerden çıkartılması ve aynı bendlerin altıncı fıkralarının sonuna gelmek üzere “…ancak aynı maddenin son cümlesindeki düzenleme gereği suça sürüklenen çocuğa verilecek ceza 7 yıldan fazla olamayacağından suça sürüklenen çocuğun 7 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” yazılması ve 62. maddenin uygulandığı hükmün B) bendinin yedinci fıkrasında yeralan “..11 yıl 3 ay..” ve E) 1 bendinin yedinci fıkrasında yeralan “…9 yıl 4 ay 15 gün…” ibarelerinin çıkartılarak yerlerine “5 yıl 10 ay” ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Suça sürüklenen çocuk Abdullah hakkında müstehcenlik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
TCK’nın 51/1. maddesinde onsekiz yaşından küçüklerin işledikleri suçlardan verilen hapis cezalarında erteleme sınırının üç yıl olduğu gözetilmeden suça sürüklenen çocuk hakkında erteleme hükümleri tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
Suça sürüklenen çocuk M… hakkında ayrıca beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 19.02.2013 gün ve 2012/6-1477 Esas, 2013/63 sayılı Kararında vurgulandığı gibi, bir olayın açıklanması sırasında başka bir eylemden söz edilmesinin o eylem
hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve eylemin iddianamede açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, ancak Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 06.03.2009 günlü iddianame ile suça sürüklenen çocuğun, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden cezalandırılmaları istenen diğer suça sürüklenen çocuklardan istisna tutulduğu ve sevk maddesinin de belirtilmediği, ayrıca suça sürüklenen çocuğun bu suçtan cezalandırılması yönünde iddianamenin anlatım bölümünde de bir ifadenin bulunmadığı, iddianame ile suça sürüklenen çocuk M.. hakkında sadece fuhuş ve özel hayatın gizliliğini ihlâl suçlarından dava açıldığı, bu nedenle beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde, ek savunma verilerek mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, katılanlar vekili ile suça sürüklenen çocuklar M.. ve A… müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.