YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3307
KARAR NO : 2015/9153
KARAR TARİHİ : 12.10.2015
MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı
İlk derece mahkemesince verilen hükmün sanık müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 30.09.2015 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü verilerek sanık müdafiine çağrı kağıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından … hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine ibraz ettiği yetki belgesine dayanarak sanık … adına gelen Av… huzura alınarak duruşmaya başlandı
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık … hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu. Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir husus bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 14.10.2015 Çarşamba günü saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanundaki cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar yeniden düzenlenmiş olup; mağdurenin aşamalardaki beyanı, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın ekmek almaya gelen mağdureyi işletmeciliğini yaptığı fırının alt katına ekmek vereceğini söyleyerek çağırması ardından kendisiyle beraber aşağıya inen mağdureye ekmekleri verdikten sonra sarılarak yanağından öpmesi şeklinde gerçekleşen eylemin 5237 sayılı TCK’nın 103/1. maddesinde yer alan sarkıntılık suçunu oluşturduğu anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK’nın 7. maddesinin ikinci fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması görüldüğünden, bu itibarla yerinde hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12.10.2015 tarihinde verilen işbu karar 14.10.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından … hazır olduğu halde sanık müdafiin gıyabında tefhim olundu.