Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2015/2271 E. 2015/9553 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2271
KARAR NO : 2015/9553
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan mahkûmiyet ve çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Kamu davasına konu olayda mağdurenin evi terk olgusunun bulunmaması nedeniyle atılı suçun kanuni unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerekirken hükümde delil yetersizliğine dayanılması verilen hükmün sonucu itibariyle doğru olması nedeniyle bozma nedeniyle yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, beraati ve sübutu kabul olunan fiillerin eleştiri dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, katılan vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan verilen beraat kararının ONANMASINA,
Sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkûmiyet ve müstehcenlik suçundan kurulan beraat hükümlerinin temyiz incelemesine gelince;
Sanığın çocuk yaşta bulunan mağdure ile rızasıyla cinsel ilişkiye girip, bu ilişkiye ait müstehcen görüntüleri mağdurenin bilgisi dahilinde kendisine ait cep telefonuna kaydettiği, bu görüntülerin CD’ye aktarılmasını sağladıktan sonra yine çocuk yaştaki tanıklar D.. ve D..’ın görmesini sağlayan sanığın eylemlerinin ayrı ayrı TCK’nın 236/3-c-1 ve 226/5. maddesindeki suçları oluşturduğu, sanığın bu eylemleri ayrıca mağdure H..’ye yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu da oluşturmakla birlikte, TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gözetilerek sanığın ceza miktarı itibariyle ağır nitelikteki aynı Kanunun 226/3-c-1 ve 226/5. maddelerine göre cezalandırılması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek özel hayatın gizliliğinin ihlali suçundan mahkûmiyeti ile müstehcenlik suçundan beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.