Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/9505 E. 2014/13382 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9505
KARAR NO : 2014/13382
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

Tebliğname No : 14 – 2014/322964
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17.12.2013
NUMARASI : 2013/232 Esas, 2013/318 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, konut dokunulmazlığının ihlâli, şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlâl

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali, şantaj ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların, 5271 sayılı CMK.nın 231/12. maddesi karşısında, itiraza tâbi olup temyizi mümkün bulunmadığından, CMK.nın 264. maddesi gözetilerek bu kararlara yönelik temyiz isteğinin itiraz mahiyetinde kabulü ile mahallinden merciince değerlendirilmesi gerektiğinden, incelemenin beden veya ruh sağlığının bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik temyizle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin İstanbul Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunun 28.10.2013 tarihli raporunda bu bozulmanın iddia edildiği gibi bir cinsel istismara bağlı ortaya çıkabileceği, ancak bu psikiyatrik tablonun yaş farkı fazla olmayan mağdurenin hile, şiddet veya zorlama olmaksızın erken yaşta cinsel deneyim yaşamasına bağlı olabileceği gibi olay sonrası gelişen psikososyal stres ve çatışmalar nedeniyle de ortaya çıkabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamayacağının belirtilmesi karşısında, ruh sağlığındaki bozulmanın çocuğun nitelikli cinsel istismarı eylemi neticesinde olduğu hususunda şüphe bulunduğu, şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği yönündeki evrensel hukuk kuralı gözetilmeden sanık hakkında TCK.nın 103/6. maddesi de uygulanarak fazla ceza tayini,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 103. maddesinde yer alan cinsel saldırı suçunun yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafileri ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.