Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/825 E. 2015/7131 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/825
KARAR NO : 2015/7131
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

MAHKEMESİ : Sulh Ceza Mahkemesi ( Asliye Ceza Mahkemesi)
SUÇ : Cinsel taciz

İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TCK’nın 105/2. maddesinde cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri hiyerarşi, hizmet veya eğitim ve öğretim ilişkisinden veya aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak cinsel taciz suçunun işlenmesi olarak kanunda düzenlenmiş olup, hizmet ilişkisinden kaynaklanan cinsel taciz eyleminin söz konusu olabilmesi için sanık ile mağdure arasında bir hizmet ilişkisinin bulunması gerektiği, kanunda düzenlenen hizmet ilişkisinden kastedilenin failin yazılı veya sözlü bir hizmet akdine dayanarak mağdure üzerinde işe alma, işten çıkarma ve ücret gibi sosyal haklarını belirleme yetkisine haiz olmanın vermiş olduğu söz geçirebilmeden kaynaklanan nüfuzunun bulunması gerektiği, somut olayda ise… İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olan sanık ile, … ilçesinde faaliyet gösteren K.. Anaokulunda sözleşmeli şekilde okul müdürü sekreteri olarak çalışan mağdure arasında hiyerarşik ilişki bulunmadığı, buna göre de TCK’nın 105/2. maddesinin uygulanma imkânının bulunmadığı, anılan madde uygulama dışı kaldığında ise, sanığın yalnızca TCK’nın 105/1. maddesi kapsamında kalan cinsel taciz suçu açısından durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, zira söz konusu birinci fıkrada düzenlenen suçun temel halinin soruşturma ve kovuşturmasının şikâyete tâbi olduğu, mağdurenin ise 13.02.2012 günlü dilekçe ile sanık hakkındaki şikâyetinden vazgeçtiğini bildirdiği ve şikâyetten vazgeçmeyi kabul eden sanık hakkında cinsel taciz suçundan açılan kamu davasının şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi gerekirken koşulları oluşmayan TCK’nın 105/2. maddesi ile yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Katılan mağdurenin hükümden önce verdiği 13.02.2012 tarihli dilekçeyle sanık hakkındaki şikâyetinden vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 243. maddesine göre katılma kararı hükümsüz kalmasına rağmen katılan mağdure lehine vekâlet ücretine hükmolunması,
Kabule göre de;
Mahkemece sanığın eylemi TCK’nın 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz olarak kabul edildikten sonra bu kabule uygun şekilde sanık hakkında önce 105/1. maddesi gereğince temel cezanın tayin edilmesinin ardından eylemden dolayı mağdurenin işten ayrılmak zorunda kalması nedeniyle aynı Kanunun 105/2. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca cezanın bir yıla çıkartılmasından sonra anılan cümlede sayılan neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerin niteliği gereği teselsül etmeyeceği gözetilerek TCK’nın 105/1. maddesine göre tayin edilen temel ceza üzerinden zincirleme suça ilişkin 43/1. maddesi ile artırım yapılarak bulunacak miktarın mağdurenin işten ayrılması sebebiyle 105/2. maddesine göre belirlenen cezaya ilave edilmesi suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması neticesinde fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.