Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/734 E. 2014/5104 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/734
KARAR NO : 2014/5104
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve şantaj
HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyet, şantaj suçundan beraat,

Mahalli mahkemece verilen hüküm sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 26.03.2014 Çarşamba saat 13:30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından … hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve şantaj suçundan verilen hükümlerin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş beraati ve sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafii ve katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle şantaj suçundan kurulan beraat hükmü ile çocuğun basit cinsel istismarı suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün ONANMASINA,
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12.03.1990 gün ve 1990/8-3-70, 09.10.2007 gün ve 2007/11-44-200 sayılı kararlarında vurgulandığı gibi bir olayın açıklanması sırasında başka bir hadiseden söz edilmesi, o hadise hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve dava konusu
yapılan eylemin açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.10.2008 gün ve 2008/1-130-215 sayılı kararında belirttiği üzere iddianameye konu edilmemiş olan eylemle ilgili olarak hüküm verilemeyeceği, ancak söz konusu fiille ilgili olarak kamu davası açılmak suretiyle giderilebilecek bu eksikliğin, 5271 sayılı Kanunun 226. maddesi uyarınca ek savunma verilmek suretiyle bertaraf edilmesinin mümkün olmadığının belirtildiği, buna karşılık 04.09.2008 günlü iddianamede, sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve şantaj suçlarından dava açıldığı, mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde, suç duyurusunda bulunulup dava açtırılmadan, bu suçtan da mahkûmiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK.nın 225. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.