Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/65 E. 2014/7118 K. 28.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/65
KARAR NO : 2014/7118
KARAR TARİHİ : 28.05.2014

Tebliğname No : 14 – 2013/395035
MAHKEMESİ : Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24.09.2013
NUMARASI : 2012/416 Esas, 2013/332 Karar
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine,incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinden önce yetkilisi olduğu işyerinde sekreter olarak çalışmaya başlayan mağdureye karşı ilgi duyan sanığın, cep telefonundan değişik tarihlerde cinsel içerikli mesajlar gönderdiği, ancak mağdurenin uyarması üzerine mesaj göndermeyi bıraktığı, yaşanan huzursuzluk nedeniyle 13 Haziran tarihinde işyerinden ayrılan mağdurenin birikmiş alacağının eksik ödendiğini fark etmesi üzerine, olay gecesi işyerine gelerek sanıktan eksik parasını ödemesini istediği, bu sırada sanığın ani hareketle mağdurenin kolundan tutarak onu koltuğa yatırdığı ve kendisiyle cinsel ilişkiye girmek istediğini söyleyip, üstüne çıkarak, ağzını kapattıktan sonra öpüp cinsel organına dokunduğu, bu sırada kendisine direnen mağdureyi ele geçirilemeyen tabancayla tehdit edip direncini kırmaya çalışan sanığın, mağdurenin karşı koymayı sürdürmesi üzerine, eylemini tamamlamasına engel teşkil edebilecek başka bir neden olmaksızın mağdureyi bıraktığı, tuvalete gidip kendisini içeriye kilitleyen mağdure burada bir süre bekledikten sonra,
sanığın işyeri anahtarını bırakıp ayrıldığını söylemesi üzerine, tuvaletten çıkıp olay yerinden ayrıldığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, TCK.nın 36. maddesi hükmü de gözetildiğinde, ciddi bir engel neden olmaksızın eylemine kendiliğinden son veren sanığın basit cinsel saldırı suçundan TCK.nın 102/1-3d-5. maddeleri gereğince cezalandırılması yerine yazılı şekilde TCK.nın 102/2-3d-5, 35/2. maddeleri uyarınca mahkûmiyetine karar verilmesi,
Adli Tıp Kurumunun istikrar kazanmış uygulamasına göre TCK.nın 102/5.
maddesi kapsamında beden veya ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin kesin rapor verilebilmesi için yetişkinlerde olay tarihinden itibaren en az bir yıllık bir sürenin geçmesi koşulunun arandığı, buna karşılık 10.09.2012 tarihinde işlenen suçla ilgili olarak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesince olaydan 8 ay 25 gün geçtikten sonra yapılan 05.06.2013 tarihli psikiyatrik muayenesi bulgularına göre düzenlenen 26.06.2013 tarihli rapora dayanılarak ruh sağlığının bozulduğunun kabul edildiğinin anlaşılması karşısında, mağdure dava dosyasıyla birlikte aynı üniversite hastanesine sevk edilip, muayenesi yaptırılarak anılan olay sebebiyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda yeni rapor aldırılmasından sonra sanık hakkında TCK.nın 102/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.