YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6456
KARAR NO : 2017/1419
KARAR TARİHİ : 20.03.2017
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama (iki kez)
HÜKÜM : Mağdur …’a yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve katılan …’ye yönelik kasten yaralama suçlarından mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.
Suça sürüklenen çocuk hakkında mağdur …’a yönelik kasten yaralama suçundan açılan dava hakkında zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21.06.2005 gün ve 61/82 sayılı Kararında vurgulandığı üzere, hükmün temyiz edilebilir olup olmadığını belirleme bakımından hüküm tarihindeki kanuni düzenlemenin dikkate alınması gerektiği, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğü giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 2. madde ile hapis cezasından çevrilenler hariç sonuç olarak hükmedilen 3.000,00 TL’ye kadar (3.000 TL dahil) para cezaları kesin nitelikte olup, katılan …’ye yönelik kasten yaralama suçundan doğrudan tayin edilen 1,320 TL adli para cezasının tür ve miktarı itibarıyla kesin olmasından dolayı temyizi mümkün bulunmadığından, anılan hükme yönelik temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca Reddiyle, incelemenin beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluş ve kabule göre; suça sürüklenen çocuğun kendisinden yaşça küçük olan mağduru kolundan tutup köy içindeki eski bina ve samanlık gibi yerlere götürerek çocuğun basit cinsel istismarı eylemlerini gerçekleştirdiği, mağdurun suça sürüklenen çocuğun daha önce kendisini dövmesi ve başkasına söylemesi halinde yine döveceği düşüncesiyle direnç gösteremediği olayla ilgili olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda 5237 sayılı TCK’nın 109/2. maddesi ile hüküm kurulması ve beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükümde ise aynı Kanunun 103/4. maddesi gereğince arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması suretiyle cezaların eksik tayini,
Hükümlerden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların ve 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile TCK’nın 103. maddesinin yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Onsekiz yaşından küçük sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı gözetilmeden anılan maddenin tatbiki suretiyle aynı Kanunun 53/4. maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda hükmedilen sonuç cezanın üç yılın altında olması ve suça sürüklenen çocuğun fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmaması karşısında hakkında 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.