Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/6151 E. 2014/10789 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6151
KARAR NO : 2014/10789
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

Tebliğname No : 14 – 2014/177618
MAHKEMESİ : Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09.04.2014
NUMARASI : 2013/71 Esas, 2014/33 Karar
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak:
Mağdurenin soruşturma evresindeki beyanlarında ilkokul 1. sınıftan başlamak üzere üvey abisi olan sanığın önce kendisini soyup bacakları ile gögüs bölgesini okşadığı ve sonraki dönemde cinsel organını kendisinin makatına sürttüğünü bildirmesine karşılık kovuşturma safhasında alınan ifadesinde başlangıçta kendisini soyup vücudunu okşayan sanığın 6. sınıftan itibaren muhtelif zamanlarda kendisiyle vajinal ve anal yoldan ilişkiye de girdiğini beyan etmesi ve mağdure ile ilgili olarak Tavşanlı Devlet Hastanesinde görevli genel cerrahi uzmanı ile kadın doğum uzmanınca düzenlenen 12.04.2013 günlü doktor raporunda mağdurenin muayenesinde kızlık zarının elastiki yapıda olması nedeniyle adli tıp uzmanından görüş alınması gerektiği ve anal muayenede ise livata bulgularının tespit edildiğinin bildirilmesine mukabil adli tıp uzmanınca tanzim edilen 25.04.2013 tarihli raporda mağdurenin kızlık zarının elastiki yapıda olup anatomikman bakire olduğu ve anal muayenede livata bulgusu görülmediği yönünde bilgi verilmesi karşısında mağdurenin beyanları arasındaki çelişkinin giderilip kendisine karşı gerçekleştirilen son eylem tarihinin de belirlenmesinin ardından mevcut raporlar da göz önüne alınıp bir bütün halinde değerlendirme yapılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanığın, mağdureye yönelik oluşa uygun olarak işlediği kabul edilen beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna uyan, 5237 sayılı TCK.nın 103/2, 103/3, 103/4. maddeleri uyarınca verilen ceza, 15 yılı geçse dahi, suçun sonucunda ruh sağlığının bozulmasından dolayı neticenin ağırlığına göre tayin edilen cezanın, aynı Kanunun 49/1 ve 103/6. maddeleri gereğince 20 yıla kadar arttırılmasının olanaklı bulunduğu nazara alınarak, anılan kanun maddeleri gereğince hakkaniyet kuralları gözetilerek uygun bir ceza tayini gerektiği halde, 103/6. maddenin uygulama dışı bırakılması,
Sanığın yaklaşık 8 yıl süre ile üvey kardeşi olan mağdureye karşı aynı suç işleme kastı kapsamında değişik tarihlerde cinsel eylemlerde bulunduğu tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, sanığın aynı kasıtla işlediği suçların çokluğu nazara alınarak TCK.nın 43. maddesi tatbik edilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması neticesinde eksik ceza tayini,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.