YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/459
KARAR NO : 2014/13934
KARAR TARİHİ : 09.12.2014
Tebliğname No : 14 – 2012/208849
MAHKEMESİ : Karabük Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24.04.2012
NUMARASI : 2010/31 Esas, 2012/56 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı
Mahalli mahkemece verilen hüküm sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 26.11.2014 Çarşamba saat 13:30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından …….. hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine dosyadaki vekâletnameye dayanarak sanık M.. İ.. adına gelen Av. İ.. Y.. huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık M.. İ.. hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Sanık müdafii 2 sayfalık yazılı savunma dilekçesi sundu. Alındı, okundu, dosyasına konuldu.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 10.12.2014 Çarşamba günü saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Mağdurenin kovuşturma aşamasında şikâyetinden vazgeçip davaya katılmak istemediğini belirtmesi karşısında, davayı temyize hakkı bulunmayan S.. S.. vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiin temyizi ile sınırlı yapılmasına karar verilerek gereği düşünüldü:
Tüm dosya içeriğine göre, mağdurenin sanığın eyleminden sonra olayı anlattığını belirttiği arkadaşı E..N.. Y.. ve öğretmeni A.. Y..’ın tanık sıfatıyla dinlenmesi, dosyada bulunmayan adli emanete kayıtlı mağdureye ait okul defterinin dosya içeriğine alındıktan sonra, tüm delillerle birlikte sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yenidne düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgil uygulamanın, denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiin temyiz itirazları ile sanık müdafiin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü ve yazılı savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
09.12.2014 tarihinde verilen işbu karar 10.12.2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ……… hazır olduğu halde sanık müdafiin gıyabında tefhim olundu.