Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/3781 E. 2014/9076 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3781
KARAR NO : 2014/9076
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tüm sanıklar için beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanıklar … ile … için ayrıca tehdit
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Mahalli mahkemece verilen ve beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından kurulan hükümler yönünden re’sen de temyize tâbi hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar …ve…hakkında tehdit suçu ile tüm sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin yapılan incelemesinde;
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanıklar ve müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün yapılan incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalında mağdure hakkında usulüne uygun teşekkül etmiş heyet tarafından düzenlenen 02.07.2012 tarihli raporda, yaşadığı iddia edilen cinsel istismar olayı ile ilgili olarak olaya bağlı bazı ruhsal belirtiler geliştiği ancak psikiyatrik tanı koydurucu düzeyde olmadığı ve olaya bağlı ruh sağlığının bozulmadığının belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 27.03.2013 tarihli raporunda ise, mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozacak mahiyet ve derecede olan travma sonrası stres bozukluğu denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği ve her bir sanığın eylemleri nedeniyle ayrı ayrı bozulduğunun belirtilmesi karşısında, raporlar arasında oluşan çelişkinin giderilmesi ve tam bir vicdani kanı oluşabilmesi için mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu Kanununun 15. maddesine göre Adli Tıp Genel Kurulundan nihaî rapor alınması suretiyle, sonucuna göre TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması,
Hükümlerden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, re’sen de temyize tâbi hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.