Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/363 E. 2014/13824 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/363
KARAR NO : 2014/13824
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Tebliğname No : 14 – 2012/233104
MAHKEMESİ : İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30.05.2012
NUMARASI : 2010/16 Esas, 2012/122 Karar
SANIK : F.. Z..
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı (3 kez)

Mahalli mahkemece verilen hükümler sanık müdafileri tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 26.11.2014 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanıklar müdafilerine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından F.. D.. hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine dosyadaki vekâletnamelere dayanarak sanık F.. Z.. adına gelen Av. A.. A.. ve Av. E.. Ç.. huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık F.. Z.. hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafileri temyiz layihalarını açıklayarak savunmalarda bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istediler.
Sanık müdafii Av. A.. A.. mağdure Elif’e ait 1 sayfalık facebook çıktısı sundu. Alındı, okundu, dosyasına konuldu.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözleri sorulan sanık müdafileri savunmalarına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 10.12.2014 Çarşamba günü saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Sanık hakkında mağdure Sena’ya yönelik gerçekleştirdiği eylem nedeniyle verilen hükmün açıkalnmasının geri bırakılmasına dair karar CMK.nın 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan olup temyizi mümkün olmadığından, itiraz merciince bu hususta bir karar verilmesi gerektiğinden incelemenin sanık hakkında mağdureler Yasemin ve Elif’e yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60, 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafilerinin temyiz itirazları ve duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.12.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Karşı Oy

Mağdur Elif’in, sanıkla ilgili idari soruşturmada, özel yerlerine üç kez dokunduğunu ifade ettiği, savcılık aşamasında ise, ifadeyi genişleterek mahrem
yerlerimi ellemesinden farklı olarak kucağına oturttu, dudaklarımdan öptü şeklinde ilave anlatımlarda bulunduğu, Asliye Ceza Mahkemesinde ise önceki beyanlarından yine farklı olarak beni sadece karne alırken öptü, başka zaman öpmedi, bilgisayar oynarken beni kucağına oturtmak istedi ben kaçındım, bir defasında da bilgisayar oynarken tombişim diye beni öptü beyanı, mağdur Yaseminle ilgili olarak mağdur Yasemin’in ifade etmemesine karşın, sanığın Yasemin’e kendi cinsel organını ellettiği ve öğretmenin Yasemini kimseyle konuşturmadığı kıskandığı ifadesi, Ağır Ceza Mahkemesinde ise dördüncü sınıfta okuduğum sırada masasına çağırıp kucağına oturttu, külotlu çorabımı indirmeye çalıştı, ben kaçtım, hikaye yazmıştım, öğretmen bilgisayarda kağıt oynarken yanına gittim, güzel olmuş dedi, beni dudağımdan öptü, gel sen de oyna dedi, dersimi yapacağım dedim, yerime geçtim şeklinde beyanlarda bulunduğu görülmüş olup, tüm bu beyanlara bütün olarak bakıldığında mağdurenin kendisine ve Yasemin’e yapılan eylemlerle ilgili olarak aşamalarda tutarlılık ve devamlılık bulunmayan farklı anlatımlarda bulunduğu,
Mağdur Yasemin’in sanıkla ilgili olarak anlatımları mağdure Elif’e göre görece istikrarlı olmakla birlikte idari soruşturmada, sürekli kucağına oturttuğunu, özel yerlerime dokunduğunu belirtmesine karşın Savcılıkta ise, ifadeyi kısmen genişleterek göğüslerimi cinsel organımı elledi, dudaklarımı öptü, külotlu çoraplarımı aşağıya indirdi, bir defada parmağını soktuğunu ifade etmesi, Asliye Ceza Mahkemesinde benzer anlatımlarda bulunarak olayı Selda’nın annesine, onun annesi Sena’nın annesine, o da Elif’in annesine, o da benim anneme söylemiş şeklindeki beyanıyla birlikte, önce ablam sorunca anlatmak zorunda kaldım ifadesiyle de olaylardan önce ablasının da bilgi sahibi olduğunun anlaşıldığı, yine ifadenin devamında kızlar bir araya geldik ifadelerimizde daha fazla şeyler söyleyelim mi dedik, ancak doğruyu söyleyelim dedik, ailelerimizde bunlar yeterli dedi şeklindeki ifadesi, keza annesine olayı ilk anlatan ve haberdar eden Aral’dır, Aral benim değil Elif’in olayını görmüştür şeklindeki ifadesi,
Okulda kalorifercilik yapan görevlinin ilk ifadesinde, mağdur Yasemin’i sınıfta öğretmenin kucağında otururken gördüğünü, uyarıp uyarmamakta tereddüt ettiğini, olayı müdür yardımcısı Fatma’ya aktardığında öğretmen öğrenci ilişkisidir şeklinde yorumda bulunduğunu beyan ettiği, mahkemede ise Yasemin’i sınıfta ayakları yerde ve sırtını öğretmenin kucağına sırtını yaslar vaziyette gördüğünü ifade etmesi,
Savunmanın, sanık öğretmenle ilgili devamlı şikayetlerde bulunan Aral adlı öğrenci velisinin yakın arkadaş gurubundan bir iki veliyle irtibata geçerek ve önceden sadece bu velilerin bir araya gelerek bu hususla ilgili asılsız iddialarda bulunulduğunu ısrarla ileri sürmesi, mağdur Yasemin’in annesinin olayı ilk öğrenişi ve intikali konusunda netlik içermeyen ifadelerde bulunması, küçük olan sınıfta külotlu çorap indirme, dudaktan öpme gibi hareketlerin diğer öğrenciler tarafından da görünmesinin mümkün olması, tam olarak zaman ve olay somutlaştırması içermemesi, kısmen de çelişkili mağdure anlatımları ve olayın ortaya çıkış biçimi karşısında, tam bir vicdani kanı elde edebilmek ve şüphelerin aşılabilmesi için mağdure Yasemin’in olayı ilk anlattığını ifade ettiği ablasının, müdür yardımcısı Fatma’nın, sınıfta okuyan diğer tüm öğrencilerin dinlenilerek olayla ilgili bilgi ve görgülerinin alındıktan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonrası sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi yerine, kuşkudan sanık yararlanır ilkesiyle uyuşmayacak şekilde sair itirazların reddedilerek sadece yasa bozması yapılmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

08.12.2014 tarihinde verilen işbu karar 10.12.2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından F.. D.. hazır olduğu halde sanık müdafilerinin gıyaplarında tefhim olundu.