YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3329
KARAR NO : 2014/7367
KARAR TARİHİ : 03.06.2014
Tebliğname No : 14 – 2014/56612
MAHKEMESİ : Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18.12.2013
NUMARASI : 2013/33 Esas, 2013/238 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Mahalli mahkemece verilen hükümlerin duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 28.05.2014 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından M.. A.. hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine dosyadaki görevlendirmeye dayanarak sanık E.. K.. adına gelen Av. H.. Ç.. huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık E.. K.. hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 11.06.2014 Çarşamba günü saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya içeriğine göre, suç tarihinden yaklaşık iki yıl kadar sonra mağdurenin arkadaşı Kübra’ya yazdığı mektubun okul idaresinin eline geçmesi üzerine ortaya çıkan ve bu şekilde adliyeye yansıyan olayda, sanığın suç tarihinde onbeş yaşından küçük olan mağdureyi evine çağırarak basit cinsel istismarda bulunduğu ve hürriyetinden yoksun bıraktığının sabit olduğu, ancak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemini cebir, tehdit ve hile kullanmak suretiyle gerçekleştirdiğine, ayrıca cinsel istismar eyleminde de cebir ve tehdit kullandığına dair delil bulunmadığından, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK.nın 109/1. maddesi yerine 109/2. maddesi uyarınca hüküm kurulması ve çocuğun basit cinsel istismarı suçundan hüküm kurulurken koşulları bulunmadığı halde TCK.nın 103/4. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ve duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
03.06.2014 tarihinde verilen işbu karar 11.06.2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından Serkan Akkum hazır olduğu halde sanık müdafiin gıyabında tefhim olundu.