Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/3090 E. 2015/9355 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3090
KARAR NO : 2015/9355
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel taciz

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinden önce sanığın başkasıyla resmi nikahlı evli olduğunu bildiği katılanla tanışmasının ardından bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde katılanı işyerinde çalışırken devamlı izlediği, alkol alıp işyerinin önüne gelerek yüksek sesle sevdiğini haykırdığı ve katılana kendisini sevdiğini, onun için öleceğini söylediği tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, sanık hakkında cinsel taciz suçundan belirlenen temel cezanın koşulları oluştuğu halde zincirleme suça ilişkin TCK’nın 43/1. maddesi ile arttırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması neticesinde eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mahkemece atılı suçtan kurulan mahkûmiyet hükmüyle ilgili olarak sanık hakkında tekerrüre ilişkin TCK’nın 58. maddesinin uygulanması sırasında tekerrüre esas .. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/662 Esas, 2010/273 Karar sayılı ilamının yanısıra taksirli suç olması nedeniyle tekerrüre esas olmadığı halde aynı mahkemenin 2011/203 Esas, 2011/276 Karar sayılı ilamı da tekerrür uygulamasında dikkate alınarak hüküm kurulması,
Sanık hakkında hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesine göre, 53/1-c madde ve bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeye kadar uygulanacağı, alt soyu haricindekiler yönünden ise bu hak yoksunluğunun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki hüküm fıkrasında yer alan TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, yerine “Sanığın TCK’nın 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile haklarından koşullu salıverilme tarihine, 53/1. maddesinde yazılı diğer haklardan 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi ve gerekçeli kararın yedinci bendinde yer alan “….Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/203 esas, 2011/276 karar sayılı ilamı ile genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan hapisten çevrilen para cezası ile cezalandırıldığı, kararın 15/07/2011 tarihinde kesinleştiği…” ibaresinin çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.