YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3046
KARAR NO : 2014/9299
KARAR TARİHİ : 08.07.2014
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 02.07.2014 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine davetiye gönderilmişti.
Belli günde Hakimler duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından … hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği ve ayrıca bir talepte de bulunulmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, tefhim olunduktan sonra vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün oturum açıldı. Dava evrakı 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek yapılan incelemede gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan verilen hükme ilişkin temyize gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine,
Ancak,
Oluşa uygun kabule göre; olay günü sanığın mağdureyi teyzesinin evine götürüp cebir ve tehdit kullanmak suretiyle fiili livata yoluyla ırzına geçtiği, ilişkiden sonra mağdurenin anüsündeki kanı temizleyip üzerini giyindiği, ardından sanığın” bu sefer önünü patlatırım artık benim olursun, seni benim elimden kimse alamaz” deyip evden ayrılmak isteyen isteyen mağdureye tehdit kullanarak oral seks yaptırdığı ve tekrar fiili livata yoluyla ırzına geçtiği olayda, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda mağdureye yönelik nitelikli cinsel istismarda bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK.nın 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
15-18 yaş aralığında bulunan çocuklar için cebir ve tehdit eyleminin, TCK.nın 103/2. maddede öngörülen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun unsuru olduğu ve aynı Kanunun 103/4. maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde sanığa fazla ceza tayini,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.