Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/2479 E. 2014/6686 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2479
KARAR NO : 2014/6686
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

Tebliğname No : 14 – 2014/48376
MAHKEMESİ : Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21.03.2013
NUMARASI : 2009/225 Esas, 2013/124 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (iki kez)

Mahalli mahkemece verilen ve sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hüküm yönünden re’sen de temyize tâbi hükümlerin sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 07.05.2014 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine davetiye gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından H.. A… hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştır.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Dosya kapsamına göre, mahkeme tarafından yapılan yargılamada sanık 10.02.2013 tarihinde yapılan duruşma haricindeki bütün duruşmalarda hazır edildiği halde, sanığa haklarının hatırlatılmadığı gibi yargılamanın hiçbir aşamasında sorgusunun yapılarak savunmasının alınmadığı anlaşılmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6 ncı maddesinin üçüncü bendinde;
“Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir:
a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;
b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak;
c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafiin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, re’sen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek;
d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek;
e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak.” hükmü,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İfade ve sorgunun tarzı” kenar başlıklı 147 nci maddesinde;
“(1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur:
a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür.
b) Kendisine yüklenen suç anlatılır.
c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilir.
e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir.
f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.
g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır.
h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır.
i) İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta aşağıda belirtilen hususlar yer alır:
1. İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih.
2. İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği.
3. İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri.
4. Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafii tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı.
5. İmzadan çekinme hâlinde bunun nedenleri.” hükmü,
“Duruşmanın başlaması” kenar başlıklı 191 inci maddesinde ise;
(1) Sanığın ve müdafiin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar.
(2) Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar.
(3) Duruşmada, sırasıyla;
a) Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır,
b) İddianame veya iddianame yerine geçen belge okunur,
c) Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir,
Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır.” hükümleri yer almaktadır.
Bu bakımdan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6., Anayasa’nın 36 ve 5271 sayılı CMK.nın 147 ve 191. maddelerine aykırı şekilde, sanığa hakları hatırlatılmadan ve usulüne uygun olarak sorgusu yapılıp, savunması alınmadan yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması;
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ile sanık ve müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, kısmen re’sen de temyize tâbi hükümlerin sair yönleri incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.