Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/231 E. 2014/9251 K. 07.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/231
KARAR NO : 2014/9251
KARAR TARİHİ : 07.07.2014

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (2 kez)
HÜKÜM : Mağdure …’ya karşı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, mağdure …’e karşı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 02.07.2014 Çarşamba saat 13:30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından … hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Öğretmen olan sanığın eylemlerini 5237 sayılı Kanunun 53/1-e maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, hakkında TCK.nın 53/5. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, iadesine karar verilen CD’ler Hakkında zamanaşımı süresi içinde müstehcenlik suçundan kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Dosya içeriğine göre, sanığın cinsel istismar eylemini zincirleme şekilde işlediği anlaşıldığı halde, cezasında TCK.nın 43/1. maddesi ile arttırım yapılmaması aleyhe temyiz olmadığından ve hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanundaki cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar yeniden düzenlenmiş ise de; sanığın eylemine uyan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu açısından 6545 sayılı Kanunun lehe hükümler içermemesi karşısında bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin eleştiri dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
09.11.2007 günlü tutanak içeriğine göre, sanığın evinde yapılan aramada bulunan 31 adet CD’den 16 adedinin doğal olmayan yoldan cinsel içerikli görüntüler içerdiği anlaşıldığından, müstehcenlik suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılabilmesi için adli emanetin 2007/1200 sırasında kayıtlı 31 adet CD’nin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken sahibine iadesine karar verilmesi,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 103. maddesinde yer alan çocuğun cinsel istismarı suçunun yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Uygulamaya göre de;
Sanık hakkında TCK.nın 43. maddesi uyarınca yapılacak arttırımın aynı Kanunun 103/1-3. maddeleri uyarınca bulunan ceza üzerinden hesaplanarak, 103/6. madde ile belirlenecek cezaya eklenmesi suretiyle yapılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılmak suretiyle eksik ceza tayini
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.