YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2175
KARAR NO : 2014/6854
KARAR TARİHİ : 26.05.2014
Tebliğname No : 14 – 2014/38936
MAHKEMESİ : Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18.09.2013
NUMARASI : 2012/362 Esas, 2013/263 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Mahalli mahkemece verilen hükümlerin sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 07.05.2014 Çarşamba saat 13:30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından H.. A.. hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine dosyadaki vekâletnamelere dayanarak sanık S.. A.. adına gelen Av. T.. Ö.. ve Av. E.. Ç.. huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık S.. A.. hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafileri temyiz layihalarını açıklayarak savunmalarda bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istediler.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözleri sorulan sanık müdafileri savunmalarına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 28.05.2014 Çarşamba günü saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosya içeriğinden, olay günü B.. isimli erkek arkadaşıyla buluşmak için evden ayrılan ancak bir süre sonra bu durumun anlaşılması nedeniyle babası tarafından telefonla aranılarak sinirli bir şekilde eve çağrılan mağdurenin, babasından korkarak eve gitmeyip apartmanın dışında beklemeye başladığının, bu sırada aynı apartmanda ve kendilerinin karşı dairesinde oturan sanıkla karşılaşması üzerine olayları ona da anlatıp eve gitmek istemediğini söylediğinin, sanığın kendi evine gitmeyi teklif etmesi ve mağdurenin de kabul etmesi üzerine birlikte sanığın evine giderek 4 gün boyunca orada kaldığının, bu süre içerisinde sanığın sabah işe gidip akşam eve gelmesine rağmen tüm gün boyunca evde yalnız kalan mağdurenin herhangi bir şekilde ailesinden ya da başka kişilerden yardım talebinde bulunmadığının, 4. günün sonunda ise sanığın eşinin eve gelecek olması nedeniyle mağdurenin buradan ayrılıp kendi evine gittiğinin ve 4 gün boyunca sanık tarafından zorla alıkonulduğunu ve sanığın birden fazla kez cinsel organına parmak sokmak ve sürtünmek suretiyle istismarda bulunduğunu belirtip şikâyetçi olduğunun anlaşılması ve 23.07.2012 tarihli raporda ise mağdurenin bakire olduğu belirtilip livata bulgusu tespit edilemediğinin bildirilmesi karşısında, cinsel istismar eyleminin parmak sokmak suretiyle işlendiği hususunun sübut bulmayıp şüpheli kaldığı ve sanığın çocuğun basit cinsel istismarı suçundan cezalandırılması gerektiği, mağdurenin atılı suçların cebir veya tehditle işlendiğine dair iddiasının ise durumunu çevreye mazur göstermek düşüncesinden kaynaklanıp inandırıcı olmadığı gözetilmeden, cinsel istismar suçundan TCK.nın 103/1. maddesi yerine 103/2. maddesiyle hüküm kurulması ve cezanın TCK.nın 103/4. maddesi uyarınca artırılması, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise TCK.nın 109. maddenin 1. fıkrası yerine 2. fıkrasıyla uygulama yapılması,
Kabule göre de;
Evinde kalan mağdureye dört gün boyunca bir suç işleme kararının icrası kapsamında ve farklı zamanlarda birden fazla kez parmak sokmak suretiyle cinsel istismarda bulunduğu anlaşılan sanığa 5271 sayılı CMK.nın 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı verilerek cezasının 5237 sayılı TCK.nın 43/1. maddesine göre artırılması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ve duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
26.05.2014 tarihinde verilen işbu karar 28.05.2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından M… A.. hazır olduğu halde sanık müdafii Av. E.. Ç..’nın yüzüne karşı tefhim olundu.