Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2014/1841 E. 2014/4458 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1841
KARAR NO : 2014/4458
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

Tebliğname No : 14 – 2014/24684
MAHKEMESİ : Bolu Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07.11.2013
NUMARASI : 2011/176 Esas, 2013/203 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdure, 10.08.2011 tarihli savcılık ve 25.11.2011 tarihli istinabe mahkemesindeki beyanlarında sanığın ilk eyleminin Nisan ayında gerçekleştiğini belirttiği halde, 22.09.2011 tarihli savcılık ifadesinde ilk eylemin sömestr tatilinde meydana geldiğini söylemek suretiyle suç tarihleri konusunda açıkça çelişkiye düştüğü, yine sanığın yanına gittiği ilk üç eylemde yanında kardeşi Furkan’ın da olduğunu ve sanığın yanına her gittiğinde birer hafta kaldığını beyan etmesine karşın, Furkan’ın okula devamsızlık günlerinin bu tarihlerle örtüşmediği ve ayrıca mağdurenin çelişkili her iki ifadesinde de Nisan ayında da eylem tarif ettiği ancak sanığın 01.04.2011-28.04.2011 tarihleri arasında başka bir suçtan cezaevinde bulunduğu ve bu nedenle Nisan ayında mağdurenin sanığın yanında kalmasının mümkün olmadığı, mağdurenin annesi olan müşteki Çiğdem ile anneannesi tanık Ayşe’nin özellikle kovuşturma aşamasında istinabe yoluyla alınan mahkeme beyanlarında mağdurenin kendilerine sanık tarafından yapılan ilk eylemin içeceğine ilaç katıldıktan ve bu şekilde kendisini uyuttuktan sonra cinsel ilişkiye girdi şeklinde anlattığını ifade etmelerine karşın, mağdurenin aşama beyanlarında bunun farklı dile getirilmesi suretiyle iddianın tek kaynağı olan mağdurenin oluşa dair anlatımlarının olması, mağdurenin babası olan sanığın annesinden ayrılıp başka bir ilde ve başka bir kadınla yaşamaya başladığı, babasının zaman zaman çocuklarını görmeye geldiği, mağdurenin de bazen il dışına gidip babası yanında bir kaç gün kaldığı ve babasının annesinden başka bir kadınla kendilerinden ayrı yaşayışına bizzat şahit olduğu bir ortam ve süreçte, bir gün eve geç geldiğinde dedesinin kendisine kızmasına müteakip “zaten beni kimse sevmiyor” diyerek arkasından babası ile ilgili ileri sürdüğü iddiaların ortaya çıkış şekli ve zamanı, sanığın aşamalarda üzerine atılı suçu işlemediğine dair istikrarlı savunmaları ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın isnat olunan suçu işlediğine dair şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinin anlaşılması karşısında, beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmolunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, re’sen de temyize tâbi hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin mahalline en seri biçimde bildirilmesi için ilgili yerlere müzekkere yazılmasına, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi