YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/9117
KARAR NO : 2015/8575
KARAR TARİHİ : 28.09.2015
MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (2 kez), beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı, beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karar başlığına yanlış yazılan suça sürüklenen çocuğun doğum tarihinin 15.10.1997 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Mağdur ..ye yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, suça sürüklenen çocuk müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Her iki mağdura yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (2 kez) ve mağdur…’e yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçlarından verilen hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (2 kez) suçlarından sonuç olarak 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen ve suç tarihinde onsekiz yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk yönünden 5237 sayılı TCK’nın 51/1. maddesi uyarınca erteleme sınırının 3 yıl olması adli sicil kaydı da bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında aynı maddede sayılan diğer koşullar değerlendirilip erteleme hususunda bir karar verilmesi gerekirken “ceza miktarı” gerekçe gösterilerek anılan maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Mağdur … hakkında ..Üniversitesi.. Tıp Fakültesinden alınan 12.12.2011 tarihli iki adli tıp uzmanı imzalı raporda mağdurun ruh sağlığının bozulmadığı bildirildiği halde aynı adli tıp uzmanlarının katılımıyla .. Üniversitesi… Tıp Fakültesinden alınan 21.02.2012 tarihli raporda mağdurun ruh sağlığının bozulduğunun belirtilmesi ve raporda imzası bulunan adli tıp uzmanlarının da bu iki rapor arasındaki görüş farkı hususunda bir açıklamada da bulunmaması karşısında raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için öncelikle dosyanın, gerekmesi halinde ise dosya ile birlikte mağdurun Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas kuruluna sevk edilerek olay nedeniyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda yeniden rapor alınıp sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Uygulamaya göre de;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçu yönünden suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.