YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8953
KARAR NO : 2014/1815
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
Tebliğname No : 14 – 2013/233374
MAHKEMESİ : Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07.05.2013
NUMARASI : 2012/493 Esas, 2013/176 Karar
SUÇ : Çocuğun basit insel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Mahalli mahkemece verilen hükümler sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 22.01.2014 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ……. hazır olduğu halde oturum açıldı.
Sanık müdafiine çağrı kâğıdının gönderildiği, parçasının döndüğü, ancak sanık müdafiin duruşmaya katılmadığı anlaşılmakla,
Suç vasfı ve ceza miktarı nazara alındığında 5271 sayılı CMK.nın 150/3. maddesi gereği kendisine müdafii tayini zorunlu olduğundan, CMK.nın 156. maddesi uyarınca sanık A.. Ü.. için Ankara Barosundan zorunlu müdafii görevlendirilmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Savcısınca da uygun görülmekle zorunlu müdafii görevlendirilmesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karar verilmekle,
Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaasına göre duruşmanın 12.02.2014 saat 13.30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ….. hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık A.. Ü.. adına Ankara Barosundan görevlendirilerek gelen Av. ….. huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık A.. Ü.. hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 26.02.2014 Çarşamba günü saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak,
Mağdure beyanları, tutanak tanıkları A. ve A., güvenlik kamerası görüntüleri, olay tutanakları doktor raporları ve tüm dosya içeriğine göre, olaya ilk müdahale edildiği sırada mağdurenin sanığa ait hareket halindeki araç içerisinde eşofmanının altını giymeye çalıştığı, daha sonra araç kolluk güçleri tarafından durdurulduğunda sanık için ilk önce babam daha sonra ise dedem diyerek sanığı korumaya yönelik çelişkili beyanlarda bulunduğu, güvenlik kamerası görüntülerinden de sanığın eylemini cebirle gerçekleştirdiğine dair bir kaydın izlenmemesi nedenleriyle, sanığın atılı suçları cebir ve tehditle gerçekleştirdiğine dair mağdurenin bu hususta dosya kapsamına uygun düşmeyen soyut ifadeleri dışında herhangi bir delil bulunmadığının anlaşılması karşısında sanık hakkında cinsel istismar suçundan TCK.nın 103/4. maddesi uyarınca cezada arttırım yapılması, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda ise TCK.nın 109/1, 3-f ve 5. maddeleri uyarınca mahkûmiyet kararı verilmesi gerekirken aynı kanunun 109/2, 3-f ve 5. maddeleri uyarınca fazla ceza tayini,
Adli Tıp Kurumunun bilinen istikrarlı uygulamalarına göre, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin tespitin suç tarihinden itibaren en az 6 ay süre geçtikten sonra yapılması gerekli olduğu halde, mağdurenin ruh sağlığının
bozulduğuna ilişkin 23.02.2013 tarihli karma bir heyet tarafından oluşturulmuş raporun suç tarihinden itibaren 6 ay geçmeden verildiği, ayrıca ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 05.04.2011 gün ve 2011/56 Esas, 2011/76 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23/B ve 31. maddeleri gereğince Yükseköğrenim Kurumları veya birimlerine bağlı hastanelerce, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu ölçütlerine göre oluşturulmuş bir heyetten, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda rapor alındıktan sonra hüküm kurulması gerekirken bu ölçütlere aykırı şekilde oluşturulmuş karma bir heyetten rapor aldırılması
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ile sanık müdafiin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan kısmen re’sen de temyize tâbi hükümlerin CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
18.02.2014 tarihinde verilen işbu karar 26.02.2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından Vedat Örer hazır olduğu halde sanık müdafii Av. Mesut Baskan’ın yüzüne karşı tefhim olundu.