Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/8897 E. 2015/8524 K. 17.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8897
KARAR NO : 2015/8524
KARAR TARİHİ : 17.09.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (sanık Mehmet), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (sanık Melek)

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden alınan nüfus kayıt örneğinden, 18.04.1998 doğumlu olup suç tarihi itibariyle onüç yaşı içerisinde bulunan mağdurenin, doğum tarihinin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/53 Esas, 2013/140 Karar sayılı ve 05.04.2013 kesinleşme tarihli ilamıyla 18.04.1997 olarak düzeltildiği ve düzeltilen doğum tarihine göre mağdurenin suç tarihinde ondört yaşı içerisinde olduğu anlaşıldığına göre; anılan dosyanın getirtilip incelenmesi, gerektiğinde mağdurenin yaşının düzeltilmesine esas alınan sağlık kurulu raporlarının dayanağını oluşturan kemik grafilerinin temin edilmesinden sonra Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Kurulundan görüş sorulup, mağdurenin suç tarihindeki gerçek yaşı bilimsel şekilde belirlendikten ve sanıkların, mağdurenin kendilerine onsekiz yaşında olduğunu, lise 4. sınıfa gittiğini beyan ettiği yönündeki savunmaları karşısında, öncelikle savunmalarda geçen hususların doğru olup olmadığının mağdure ve tanık ..’den sorularak, Üniversitesi Tıp
Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 28.03.2012 tarihli raporda yapılan psikiyatrik muayenede, mağdurenin yaşından büyük gelişim gösterdiği yönündeki tespiti de gözönünde bulundurularak sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Dosya içeriğine göre, sanık ..’in mağdureyi ablası sanık ..’in ikamet ettiği eve getirdiği ve burada bir süre alıkoyarak, mağdureyi ablasının evde bulunmadığı sırada öptüğü anlaşılmakla, ..in kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna TCK’nın 39. maddesi kapsamında evini tahsis etmek suretiyle yardım eden sıfatı ile iştirak ettiği ayrıca diğer sanığın mağdureye cinsel istismarda bulunduğunu bildiğine ve bu suretle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu cinsel amaçla işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin delil temin edilemediği anlaşıldığından, .. hakkında koşulları oluşmadığı halde TCK’nın 37. ve 109/3-b-5. maddelerinin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini ve yine .. hakkında TCK’nın 109/3-b maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Sanık … hakkında hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık .. müdafii ve sanık…’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.