Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/8815 E. 2013/11372 K. 12.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8815
KARAR NO : 2013/11372
KARAR TARİHİ : 12.11.2013

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanık …’in yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 13.03.2008 gün ve 2007/446 Esas, 2008/135 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkında Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi tarafından düzenlenen 20.02.2008 tarihli raporda sanığın ceza ehliyetinin tam olduğu belirtilmesine karşın “sınır zeka” düzeyinde olduğu teşhisinde bulunulması ve sanık müdafiin 13.03.2008 tarihli celse de “sanık geçen duruşmada da gözlemlendiği üzere ceza ehliyeti olmayan bir kişidir, alınan raporu kabul etmiyoruz” şeklinde beyanda bulanarak ceza ehliyeti konusundaki rapora itiraz etmesi karşısında; sanık usulüne uygun olarak gözlem altına alınarak TCK.nın 32. maddesi uyarınca, akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu suça ilişkin davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı konusunda, Adli Tıp ilgili ihtisas kurulundan rapor alındıktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanık hakkında eylemine uyan suç nedeniyle temel ceza belirlenirken TCK.nın 61/1. maddesinde yedi bend halinde örnekleme yöntemiyle sayılan hususlar, aynı Kanunun 3/1. maddesinde yer alan “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki yasal düzenleme ve dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte değerlendirilerek takdir hakkının hak ve nesafet kurallarına uygun kullanılması gerekirken somut olayda sanığın suçu hangi amaçla işlediğinin anlaşılamadığı kabul edildiği halde, mahkemenin kabulü ve dosyadaki kanıtlar ile çelişir şekilde “suçun işleniş biçimi, mağdurda meydana gelen korku, olaya hemen müdahalede
bulunulmaması halinde doğacak zararlar ve mağdurun başına gelebilecekler” gibi soyut ve faraziyelere dayanan yasal ve yeterli olmayan gerekçeler ile üst sınıra yakın ceza tayini,
Sanığın 5237 sayılı TCK.nın 53/3. maddesi uyarınca aynı Kanunun 53/1-c maddesinde düzenlenen kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık haklarından yoksunluğun koşullu salıverilmeye, diğer kişiler üzerindeki vesayet ve kayyımlık yetkileri yönüyle ise hak mahrumiyetinin cezanın infazı tamamlanıncaya kadar hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.