YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8764
KARAR NO : 2015/8491
KARAR TARİHİ : 17.09.2015
MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Tüm dosya kapsamına göre, olay günü insanların hayvanlarını toplama yerine götürdükleri sabah saatlerinde, köy meydanına giden yol üzerinde bulunan köprüde beklemekte olan sanığın uzaktan akrabası olan mağdurenin yanına giderek ‘.. gel seni bir öpüvereyim kız,” dedikten sonra bir eliyle mağdurenin şalvarını indirmeye çalışıp bir eliyle de başını kendisine doğru çekerek öpmeye çalıştığı ve vücudunun çeşitli bölgelerini ellediği anlaşılmakla, sanığın mağdureye yönelik eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 102/1. maddesinde tanımlanan basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu, ayrıca hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de,
Sanık hakkında hüküm kurulurken Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 18.12.1989 gün ve 1989/314 Esas, 1989/399 sayılı Kararında açıklandığı üzere, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda failin bu ağır neticeden ancak onun gerçekleşmesi halinde sorumluluğu kabul edildiğinden, bu suçların teşebbüse elverişli bulunmadığı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesinin aynı Kanunun 61/5. maddesindeki sıraya uygun olarak, ancak 102/1. maddesi ile tayin edilen ceza üzerinden uygulanıp daha sonra 102/5. madde ile sonuç cezanın belirlenmesi gerekirken, yazılı biçimde 102/5. madde ile verilen cezadan teşebbüs nedeni ile indirim yapılması suretiyle hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.