Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/8746 E. 2015/8385 K. 15.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8746
KARAR NO : 2015/8385
KARAR TARİHİ : 15.09.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Aynı iş yerinde çalışırken tanışıp duygusal anlamda arkadaşlık kuran ondokuz yaşı içerisindeki sanık ile ondört yaşındaki mağdurenin, öncelikle anlaşarak evden kaçtıkları, devamında evlenmeye karar verdikleri ve ailelerinin de katılımı ile düğün yaparak evlendikleri ve mağdurenin rızası ile birden fazla cinsel ilişkiye girdikleri, mağdurenin hamile kalması nedeniyle hastaneye giderek muayene olduğu sırada yaşının küçük olduğunun anlaşılması üzerine soruşturmanın başlatıldığı anlaşılan olayda, mağdure hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 27.06.2011 günlü raporda “mağdurede maruz kaldığı olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet
ve derecede
depresif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu tespit edildiği ve ruh sağlığının bozulduğu” belirtilmiş ve bu rapor esas alınarak sanığın cezası TCK’nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de; cebir, tehdit veya hile gibi iradeyi etkileyen herhangi bir hal olmaksızın mağdureyle cinsel ilişkiye giren sanığın, bu eyleminden dolayı kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, TCK’nın 23. maddesi uyarınca gerçekleşen fakat kastetmediği bu neticeden sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda sanığın dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, mesleki tecrübesi, kişisel özellikleri, tarafların yaşları ve olayın zora dayalı olmayan gerçekleşme biçimi nazara alındığında ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı gözetilmeden sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde, TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.