Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/8745 E. 2015/8340 K. 15.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8745
KARAR NO : 2015/8340
KARAR TARİHİ : 15.09.2015

MAHKEMESİ : Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemelerde gözetilip dosya incelendi;
Suça sürüklenen çocuk hakkında CMK’nın 231/5. maddesi gereğince kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen kararın aynı Kanunun 231/12. maddesine göre itirazı kâbil olup temyiz yeteneği bulunmadığından, 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesi gözetilerek suça sürüklenen çocuk müdafiin anılan hükme yönelik temyiz isteminin itiraz niteliğinde kabulü ile mahallinde itiraz merciince bu hususta karar verilmesi mümkün olduğundan incelemenin beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümle sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa uygun kabule göre, suça sürüklenen çocuk ile mağdurenin olay tarihlerinde rıza ile birden fazla cinsel ilişkiye girdikleri ve mağdure hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 22.06.2011 günlü raporda “ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede travma sonrası stres bozukluğu tespit edildiği ve ruh sağlığının bozulduğunun” belirtilmesi üzerine bu rapor esas alınarak suça sürüklenen çocuğun cezası TCK’nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de; tüm dosya içeriğine göre, cebir, tehdit veya hile gibi iradeyi etkileyen herhangi bir hal olmaksızın mağdureyle cinsel ilişkiye giren suça sürüklenen çocuğun, bu eyleminden dolayı kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, TCK’nın 23. maddesi uyarınca gerçekleşen fakat kastetmediği bu neticeden sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda suça sürüklenen çocuğun dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, tarafların yaşları ve olayın zora dayalı olmayan gerçekleşme biçimi nazara alındığında, ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın suça sürüklenen çocuk tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı, meydana gelen bu zararın TCK’nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşılmada dikkate alınabileceği gözetilmeden yazılı şekilde TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Uygulamaya göre de ;
Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 103/2, 6 ve 43. maddeleri gereğince hükmedilen 17 yıl hapis cezasından aynı Kanunun 31/2. maddesi uyarınca indirim yapılırken, maddenin son cümlesinde yer alan “verilecek hapis cezası 7 yıldan fazla olamaz” hükmüne aykırı olarak suça sürüklenen çocuk hakkında 8 yıl 6 ay hapis cezası belirlenip ve bu ceza üzerinden aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca indirim yapılarak, sonuç cezanın 5 yıl 10 ay yerine, 7 yıl 1 ay olarak fazla belirlenmesi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.