Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/8415 E. 2014/835 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8415
KARAR NO : 2014/835
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

Tebliğname No : 14 – 2013/229897

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanıklar F.. S.. ve M.. K..’ın yapılan yargılamaları sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetlerine dair Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 18.04.2013 gün ve 2012/169 Esas, 2013/164 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar müdafii tarafından istenilmesi ve incelemenin de duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle 22.01.2014 Çarşamba günü saat 13:30’a duruşma günü tayin olunarak sanıklar müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine ibraz ettiği yetki belgesine dayanarak sanıklar F.. S.. ve M.. K.. adına gelen Av. Aklime Aybüke Karalar huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık F.. S.. ve M.. K.. haklarında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanıklar müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkilleri hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanıklar müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 12.02.2014 Çarşamba günü saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Resmî bir kurumda doğup doğmadığı dosya kapsamından anlaşılmayan mağdurenin kayden 10.09.1994 doğumlu olup suç tarihinde 17 yıl 4 aylık olması, nüfusa 12.11.1997 tarihinde tescil edilmesi, Dr. E..A.. D.. Hastanesinin içinde radyoloji uzmanı bulunmayan 08.06.2012 tarihli sağlık kurulu raporunda mağdurenin “kemik grafileri ve nasiyeyi haline göre 18 yaş ile uyumlu” olduğunun belirtilmesi ve sanık Muzaffer’in de mağdurenin yaşına itiraz etmesi karşısında, suç niteliğine etkisi nazara alınarak öncelikle resmi bir kurumda doğup doğmadığının araştırılıp, doğmadığının tespit edilmesi halinde anılan rapora esas teşkil eden kemik grafileri ve dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi suretiyle mağdurenin gerçek yaşının bilimsel şekilde saptanmasından sonra suç niteliğinin ve sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Aralarında fikir ve eylem birliği bulunan sanıkların, cep telefonuna kaydettikleri çıplak fotoğraflarını ailesine gösterecekleri tehdidiyle direncini kırdıkları mağdureye karşı, aynı zaman ve mekanda birbirini takiben nitelikli cinsel istismar suçunu gerçekleştirdiklerinin ve bizzat işledikleri eylemden ayrı olarak diğerinin eylemine de TCK.nın 37. maddesi anlamında katıldıklarının anlaşılması karşısında, haklarında aynı Kanunun 103/3. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiin temyiz itirazları ve duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
27.01.2014 tarihinde verilen işbu karar 12.02.2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından hazır olduğu halde sanıklar müdafiin gıyabında tefhim olundu.