YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5663
KARAR NO : 2014/14916
KARAR TARİHİ : 26.12.2014
Tebliğname No : 14 – 2012/75650
MAHKEMESİ : Bafra Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21.12.2011
NUMARASI : 2011/11 Esas, 2011/189 Karar
SANIK : S.. D..
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı (2 kez), kasten yaralama ve tehdit (3 kez)
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Katılan Çiğdem’in sanık sıfatıyla yargılandığı ve temyize konu olmayan iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına ilişkin olarak atanan Av. M.. B..ı’nın katılanın mağduru olduğu suçlar yönünden kurulan hükümleri temyize yetkisi bulunmadığından, adı geçen vekilin katılan Çiğdem’e yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi gereğince REDDİYLE, incelemenin sanık müdafiin kötü muamele suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine ve katılanlar Çiğdem ve Derya vekili ile katılan SHÇEK vekilinin beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyizleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Mağdure Çiğdem’in 13.01.2009 tarihli beyanı haricindeki aşamalardaki sanığın eylemlerini ayrıntılı şekilde anlattığı istikrarlı ve samimi tüm ifadelerine, mağdure Derya’nın da aynı nitelikteki beyanlarına, mağdurelerin kuruma yerleştirilmelerinden sonra psikolog ve sosyal hizmet uzmanı tarafından hazırlanan 13.10.2010 ve 16.10.2010 tarihli görüşme raporlarına, kovuşturma aşamasında psikolojik danışman tarafından düzenlenen 07.02.2011 havale tarihli bilirkişi raporuna, bu rapor içeriğinde belirtilen tanık Aslı ve sanığın oğlu Yiğitcan’ın beyanlarına, mağdurelerin beyanlarını destekler mahiyetteki anneleri Fatma ve tanık Aslı’nın anlatımlarına, ve tüm dosya içeriğine göre; sanığın suç tarihi olan 2007 ve 2008 yıllarında, mağdure Çiğdem’e, cebir ve tehdit kullanarak dudağından öpme, göğüslerini sıkma, cinsel organını okşama, eliyle cinsel organını tutturma ve mastürbasyon yaptırma ve mağdure Derya’ya da cinsel amaçla vücudunu okşama, eliyle cinsel organına dokunma ve cinsel organını eline vererek okşatma gibi çocuğun basit cinsel istismarı suçu kapsamındaki eylemleri gerçekleştirdiğinin sabit olduğu, mağdureler için alınan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin 13.12.2010 tarihli raporlarında mağdurelerin olay nedeniyle ruh sağlıklarının bozulduğunun da belirtildiği dikkate alındığında, sanığın mağdure Çiğdem’e yönelik eylemlerinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan TCK.nın 103/1, 103/3, 103/4, 103/6. ve 43. maddeleri ve mağdure Derya’ya yönelik eylemlerinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan TCK.nın 103/1, 103/3, 103/6. ve 43. maddeleri kapsamında kaldığı anlaşıldığından, hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 103. maddesinde yer alan çocuğun cinsel istismarı suçunun yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilerek mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kötü muamele suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK.nın 232. maddesinde düzenlenen aile bireylerine kötü muamele suçu; kasten yaralama ve tehdit gibi kanunun başka maddelerinde açıkça düzenlenmiş suçlar dışında aile bireylerine karşı işlenen eylemleri (çıplak gezdirme, aç bırakma, sürekli alay etme, korkutma gibi) kapsadığı, iddianamede sanığın kötü muamele suçunu oluşturacak eylemlerinden söz edilmediği anlaşıldığından dosya kapsamındaki tüm deliller değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın üzerine atılı kasten yaralama ve tehdit suçlarından hüküm kurulması gerekirken kasten yaralama ve tehdit suçlarında eylemlerin kötü muamele suçunu oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin, katılanlar Çiğdem ve Derya vekili, katılan SHÇEK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.