YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5496
KARAR NO : 2014/14458
KARAR TARİHİ : 17.12.2014
Tebliğname No : 7 – 2011/265336
MAHKEMESİ : Ankara 3. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 07.06.2011
NUMARASI : 2010/541 Esas, 2011/269 Karar
SUÇ : Müstehcenlik
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5395 Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocuk hakkında sosyal inceleme raporu alınması gerektiği gözetilmeden karar verilmiş ise de, suça sürüklenen çocuğun inceleme tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamış olması nazara alındığında bu hususun telafisi imkânsız olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun;
52. maddesinin bir ve ikinci fıkralarında; “Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.”
5560 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişik 61. maddesinin dokuzuncu fıkrasında; “Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.”
226. maddesinin dördüncü fıkrasında; “Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” hükümleri yer almaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 226/4. maddesinde yer alan müstehcenlik suçunda birden fazla ceza türünün birlikte yer aldığı, her iki ceza türü “ve” bağlacı ile bağlanan, hâkimin ceza türlerinden birini tercih etme hakkının bulunmadığı birlikte ceza öngörüldüğü, birden fazla ceza türü seçenekli (alternatifli) olarak öngörülen, her iki ceza türü “veya” bağlacı ile bağlı olan hâkimin ceza türlerinden herhangi birini gerekçesini göstermek suretiyle tercih etme hakkının bulunduğu seçenekli ceza öngörülmediği, 5237 sayılı TCK.nın 61. maddesinin dokuzuncu fıkrasının sadece seçenekli ceza öngörülen hâllerde uygulanmasının mümkün olacağı, anılan fıkranın birlikte cezalarda uygulanmasının mümkün olmadığı gibi, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nın 226/4. maddesinde birlikte cezalardan olan adli para cezasının alt sınırdan tayinine karar verildiği halde, Kanunun 61. maddesinin dokuzuncu maddesine yanlış anlam yüklenmesi suretiyle temel cezanın “365 gün” adli para cezası olarak belirlenmesi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.