Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/5108 E. 2014/8866 K. 27.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5108
KARAR NO : 2014/8866
KARAR TARİHİ : 27.06.2014

Tebliğname No : 14 – 2013/131639
MAHKEMESİ : Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19.12.2012
NUMARASI : 2010/82 Esas, 2012/317 Karar
SUÇ : Sanık Osman için fuhuş, çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, diğer sanıklar için çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Hükmedilen ceza miktarı nazara alınarak sanıklar Serhat, Tuğrul, Ayhan, Coşkun, Ahmet ve Aziz müdafiin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 318. maddesi gereğince reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık Mehmet hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Mağdurenin 11.12.2009 tarihli ifadesinde, sanık Osman’la ilişkiye girdiğini, 14.12.2009 tarihli ifadesinde ilk kez Osman’la ilişkiye girdiğini ve o sırada kendisinden kan geldiğini ifade etmesine ve bu ifadelerinde sanıktan hiç bahsetmemesine karşın, sanık Osman’ın mağdur ile ilk kez sanık Mehmet’in ilişkiye girdiğini savunmasının ardından, daha sonraki ifadelerinde ilk kez sanık Mehmet’le ilişkiye girdiğini ifade ederek çelişkiye düşmesi, sanık müdafiin aşamalarda suçlamayı kabul etmeyen savunmaları, magdurenin ilişkinin gerçekleştiğini iddia ettiği okul gecesinde sanığın kafasını çarptığına ilişkin tanık Mustafa’nın, sanık Mehmet’in kafasını çarpması sonucu onu eve götürdüklerine ilişkin tanık Deniz’in beyanları karşısında, sanık Mehmet’in üzerine atılı suçları işlediğine dair şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden atılı suçlardan beraati yerinde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Sanık Osman hakkında fuhuş suçundan kurulan hükmün incelenmesinde, Olayın oluşuna mahkemenin kabule göre sanık Osman’ın, 15 yaşını doldurmayan mağdurenin fuhuş yapması için aracılık yaptığı dosya kapsamından anlaşıldığından, sanığın eylemlerinin hem çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu, hem de fuhuş suçunu oluşturduğu gözetilerek TCK.nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima hükmü uyarınca bu suçların en ağırı olan zincirleme biçimde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde fuhuş suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi,
Sanıklar Ferdi, Zeki, Coşkun, Hakan, Aziz, Bekir, Hakkı, Osman, Tuğrul, Ayhan, Ahmet ve Serhat haklarında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlere yönelik; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Haziran/2009 ve Kasım/2009 tarihleri arasında devam edip giden ve mağdurece herhangi bir şekilde ailesine ya da ilgili mercilere bildirilmeyen olaylara ilişkin, okulda çıkan dedikoduların Cumhuriyet Savcılığına intikali üzerine başlatılan soruşturma sırasında olayları anlatan mağdure hakkındaki Adli
Tıp Kurumunun 08.06.2011 tarihli raporunun; mağdurenin ve sanıkların anlatımlarını tekrardan ibaret ve ruh sağlığı bozulmasının tıbbi gerekçe ve nedenlerini açıklayıcılıktan uzak genel bir değerlendirme içermesi, raporda sanıklarca çağrıldığı her yere giden mağdurenin ruh sağlığının ne şekilde bozulduğunun tam bir vicdanı kanı oluşturacak şekilde ayrıntılı olarak açıklanmaması ve mağdurenin sanıkların kimisiyle gönüllü ve bir kez, kimisiyle sanık Osman’ın telkin etmesiyle gönülsüz ve birden çok kez ilişkiye girme şeklindeki farklı olan eylemlerin bulunması ve birden çok sanık hakkında hangisinin eylemi nedeniyle ya da her birinin eylemleri neticesinde mi, mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu hususunun tespitindeki zorluk bulunması ve raporunda bunları ortaya koyamaması ile her bir sanıkla sonuç arasında illiyeti kurmanın imkansızlığı nedeniyle 5237 sayılı TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanmada ceza tayini yerine kesin kanaat vermesi mümkün olmayan rapora dayanarak TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Zor ve tehdite dair mağdurenin soyut iddiası dışında kanıt bulunmadığı gibi; mağdurenin zor iddiasının, sanık Osman’ın söylediklerini yapmazsa ayrılacağına ve tanık beyanlarına göre mağdurenin düzensiz hayatından kısmen haberdar olan ailesine söyleceğine ilişkin olması ve bunlarına hayatın olağan akışına aykırı bulunması ayrıca istismar suçunda da kabul edilmeyen cebir ve tehditin, çelişki doğuracak şekilde hürriyetten yoksun bırakmak suçunda kabul edilerek sanıkların TCK.nın 109/1. maddesi yerine 109/2. maddesiyle cezalandırılmaları suretiyle fazla ceza tayini ,
Sanıklar Zeki, Tuğrul, Serhat ve Aziz haklarında, mağdurenin 14.12.2009 tarihli Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde tek bir cinsel istismar eyleminden bahsetmesine karşın, daha sonraki aşamalarda sanıklarla birden fazla kez ilişkiye girdiğini belirterek iddialarını genişletmesi karşısında oluşan şüphenin sanıklar lehine değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, bu sanıklar haklarında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarında TCK.nın 43. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
Kabule göre de,
Sanıklar Coskun, Ayhan ve Ahmet hakkında TCK.nın 109/2, 3-f, 5 ve 31/3. maddeleri uyarınca bulunan 4 yıl hapis cezası aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilirken 3 yıl 4 ay yerine 3 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayini,
Sanıklar, Serhat, Tuğrul, Aziz, Hakan ve Bekir hakkında; kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak suçundan tayin olunan cezalardan TCK.nın 31/3, 62. maddeleriyle indirilmesi sırasında yılların aya çevrilmesiyle sonuç olarak 4 yıl 12 yerine 3 yıl 14 ay ve sanık Osman hakkında aynı suçtan sonuç olarak 7 yıl 6 ay yerine, 6 yıl 18 ay hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.