YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4380
KARAR NO : 2014/14464
KARAR TARİHİ : 17.12.2014
Tebliğname No : 14 – 2012/44651
MAHKEMESİ : Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09.12.2011
NUMARASI : 2011/120 Esas, 2011/292 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek dosya incelenip gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurun, bisikletçi dükkânında Boğaçan isimli şahsın anal yoldan cinsel istismarda bulunduğunu, ayrıca bir yıl önce de suça sürüklenen çocuğun câmi tuvaletinde cinsel organını ağzına soktuğunu beyan etmesi üzerine her iki olay nedeniyle ayrı soruşturma yürütüldüğü, yargılamaların da ayrı yapıldığı dosya içeriğinden anlaşıldığından, Çukurova Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalının 15.11.2011 tarihli raporunda mağdurun ruh sağlığının bozulmasında her iki olayın da katkısının olacağının belirtilmesi karşısında, dava dosyasının aslı veya onaylı suretinin dosyaya konularak diğer dosyanın kapsamı da dikkate alınarak mağdurun hangi eylemden dolayı ruh sağlığının bozulduğu veya her bir eylem sebebiyle ayrı ayrı ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumundan açıklayıcı rapor aldırıldıktan sonra TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Olayın ortaya çıkış şekli dikkate alındığında, mağdurun bir yıl önce olayın gerçekleştiğini iddia etmesi, sadece korktuğunu ileri sürerek şikayet tarihine kadar olaydan kimseye bahsetmemesi, başka bir şahıs tarafından istismara uğradığını ileri sürerek ayrıca suçu sürüklenen çocuğun da kendisine yönelik istismar iddiasında bulunması, olayın meydana geldiği zaman dilimini dahi tam olarak açıklayamaması, bu şekilde suça sürüklenen çocuğun iddia olunan suç tarihinde nerede bulunduğu hususunda kendisini savunma imkânının da ortadan kalkması birlikte değerlendirildiğinde mağdurun soyut iddiasından başka suça sürüklenen çocuğun mahkûmiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi bozmayı gerektirdiğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.