Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/4133 E. 2014/759 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4133
KARAR NO : 2014/759
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

Tebliğname No : 14 – 2012/44588

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüs etmekten suça sürüklenen çocuk E.. M..’ın yapılan yargılaması sonunda; beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebüs etmekten mahkûmiyetine dair Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.11.2011 gün ve 2010/49 Esas, 2011/47 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesinin suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından istenilmesi ve incelemenin de duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 18.12.2013 Çarşamba saat 13:30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından A..B.. hazır olduğu halde oturum açıldı.
Sanık müdafiine çağrı kâğıdının gönderildiği, parçasının döndüğü, ancak sanık müdafiin duruşmaya katılmadığı anlaşılmakla,
Suç vasfı ve ceza miktarı nazara alındığında 5271 sayılı CMK.nın 150/3. maddesi gereği kendisine müdafii tayini zorunlu olduğundan, CMK.nın 156. maddesi uyarınca sanık E.. M.. için Ankara Barosundan zorunlu müdafii görevlendirilmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Savcısınca da uygun görülmekle zorunlu müdafii görevlendirilmesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karar verilmekle,
Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaâsına göre duruşmanın 15.01.2014 saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık E.. M.. adına Ankara Barosundan görevlendirilerek gelen Av. D.. O.. huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık E.. M.. hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 05.02.2014 Çarşamba günü saat 13:30’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurenin olay nedeniyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Adli Tıp Kurumu Kanunun 7, 23/B ve 31. maddeleri gereğince Yükseköğretim Kurumları veya birimlerinde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu ölçütlerine göre, (içinde en az bir adli tıp uzmanı ile tetkit edilecek konunun uzmanı bir hekimin zorunlu katılımıyla ve en az beş kişiden oluşacak) bir heyet tarafından düzenlenecek rapora göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca, usulüne uygun teşekkül etmeyen heyet tarafından düzenlenen rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Uygulamaya göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.11.2007 gün, 2007/5-142 Esas ve 2007/240 sayılı Kararında açıklandığı üzere; zincirleme biçimde kasten işlenen eylem sonucu olarak beden veya ruh sağlığının bozulduğunun tespiti halinde TCK.nın 103/6. maddesindeki suçun ağırlaşmış hali teselsül edemeyeceğinden aynı Kanunun 103/2-3, 35. maddeleri ile tayin edilen cezanın, TCK.nın 43. maddesi gereği 1/2 oranında artırılması ile elde edilen artırım tutarının, 103/6. maddenin uygulanması ile ulaşılan cezaya eklenmesi ve bu sıraya uyularak sonuç cezanın belirlenmesi yerine, TCK.nın 61/5. maddesinde öngörülen sıralamaya aykırı olarak 43. maddenin 103/6. fıkradan önce ve sonra olmak üzere iki kez uygulanması,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz itirazları ve duruşmalı inceleme esnasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde
görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
23.01.2014 tarihinde verilen işbu karar 05.02.2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından Hikmet Gürbüz hazır olduğu halde sanık müdafiin gıyabında tefhim olundu.