Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/2416 E. 2014/12728 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2416
KARAR NO : 2014/12728
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

Tebliğname No : 14 – 2012/21487
MAHKEMESİ : Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18.11.2011
NUMARASI : 2010/19 Esas, 2011/384 Karar
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (2 kez)

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında zamanaşımı süresi içinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kamu davası açılması mümkün görülmüş, mağdurların soruşturma aşamasında alınan beyanlarında ve iddianamede sanığın mağdurlara yönelik oral yoldan organ sokmak şeklinde eyleminin bulunduğuna dair anlatımın bulunmaması karşısında bu hususta bozma isteyen tebliğname düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Mağdur M. S.’ın 10.11.2009 tarihli savcılık ifadesinde sanığın kendisine yönelik cinsel istismar eylemini anal yoldan sürtünme yoluyla gerçekleştirdiğini, organ sokma eyleminin bulunmadığını, mağdurların kovuşturma beyanlarında da sanığın eylemlerini organ sokma şeklinde gerçekleştirip gerçekleştirmediğini hatırlamadıklarını belirtmeleri karşısında; sanığın mağdurlara yönelik eyleminin, savunmasındaki kaçamaklı ikrarına göre de sübuta eren tehdit kullanmak suretiyle zincirleme şekilde basit cinsel istismar suçunu oluşturduğu, sanığın mağdur M. S.’a yönelik eylemine ilişkin TCK.nın 103/1-4-6 ve 43, mağdur Anıl Onur’a yönelik eylemine ilişkin 103/1-4 ve 43. maddeleri uyarınca mahkûmiyeti gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 103. maddesinde yer alan çocuğun cinsel istismarı suçunun yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Uygulamaya göre de;
Sanık hakkında mağdur Anıl Onur’a yönelik eyleminden hüküm kurulurken teşebbüs hükümlerinin zincirleme suça ilişkin hükümlerden sonra, mağdur M. S.’a yönelik hüküm kurulurken teşebbüs hükümlerinin TCK.nın 103/6. maddesi ve zincirleme suça ilişkin hükümlerden sonra uygulanması suretiyle TCK.nın 61. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.