YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1922
KARAR NO : 2014/11642
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
Tebliğname No : 14 – 2011/395958
MAHKEMESİ : Uşak Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20.09.2011
NUMARASI : 2010/119 Esas, 2011/395 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Hükmolunan cezaların miktarına göre sanık müdafiin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK.nın 103/3. maddesinde düzenlenen hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle cinsel istismar eyleminin söz konusu olabilmesi için sanık ile mağdure arasında bir hizmet ilişkisinin bulunması gerektiği, kanunda düzenlenen hizmet ilişkisinden kastedilen failin yazılı veya sözlü bir hizmet akdine dayanarak mağdure üzerindeki işe alma, işten çıkarma ve ücret gibi sosyal haklarını belirleme yetkisine haiz olmanın vermiş olduğu söz geçirebilmeden kaynaklanan nüfuzunun bulunması gerektiği, somut olayda ise sanığın, mağdurenin öğrenim gördüğü okulda hademe olarak çalışmakta olduğunun, bu nedenle mağdure ile sanık arasında hiyerarşik bir ilişki ve ayrıca sanığın mağdureyi koruma ve gözetim yükümlülüğününün de bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK.nın 103/3. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 102. maddesinde yer alan cinsel saldırı suçunun yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Mahkemenin oluşa uygun kabulüne göre, olaydan bir gün önce sanığın, ”yarın sana önemli bir şey anlatacağım, sabah erkenden yanıma gel” demesi üzerine olay günü servisten inerek yanına gelen mağdureyi, müdür odasına götürüp kapısını kilitledikten sonra basit cinsel istismarda bulunduğunun anlaşılması karşısında, hile kullanarak gerçekleştirdiği eyleminin TCK.nın 109/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, aynı maddenin 1. fıkrası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen hüküm bakımından kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.