YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1910
KARAR NO : 2014/11644
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
Tebliğname No : 14 – 2011/394829
MAHKEMESİ : İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26.09.2011
NUMARASI : 2009/165 Esas, 2011/247 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
15-18 yaş aralığında bulunan çocuklar için cebir ve tehdit eyleminin, TCK.nın 103/1-2. maddelerde öngörülen çocuğun basit ve nitelikli cinsel istismarı suçunun unsuru olduğu ve aynı Kanunun 103/4. maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde sanığa fazla ceza tayini,
Mağdure hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen ve oyçokluğu ile verilen 16.02.2011 tarihli raporda “olay nedeniyle ruh sağlığının etkilendiği ancak bu etkilenmenin ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığı”nın bildirildiği, çocuk ve ergen psikiyatrı uzmanının ise mağdurenin olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunu belirterek muhalif kaldığının anlaşıldığı, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nın 103/6. maddesi kapsamında mağdurenin ruh sağlığının bozulmasına neden olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesini teminen, mağdure hakkında Adli Tıp Kurumu Kanununun 15/f maddesi uyarınca Adli Tıp Genel Kurulundan rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 103. maddesinde yer alan çocuğun cinsel istsmarı suçunun yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.