Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/1124 E. 2014/11272 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1124
KARAR NO : 2014/11272
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

Tebliğname No : 14 – 2011/384889
MAHKEMESİ : Niğde Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21.09.2011
NUMARASI : 2009/145 Esas, 2011/222 Karar
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdurenin hastane doğum tutanağına göre, gerçek doğum tarihi 16.08.1992 olup 15 yaşını 16.08.2007 tarihinde ikmal ettiği, suç tarihinin ise 12.08.2007 olduğu, mağdurenin suç tarihi itibarıyla 14 yaş 11 ay 26 günlük olup, 15 yaşın ikmaline sadece 4 gün kaldığı, mağdurenin önce mahalli düğün sonra da resmî nikahla evlendiği sanıktan olan çocuğunun doğumu ile ilgili iki yıl sonra 2009 yılında hastaneye başvurmaları üzerine olayın ortaya çıktığı, sanığın mahkeme savunmasında, mağdurenin gerçek yaşını tam olarak bilmediğini, şu anda 18 olduğunu, mağdurenin kendisinin nüfusa geç yazıldığını söylediğini belirttiği, sanığın bu beyanın kısmet teyit eder nitelikte mağdurenin nüfus kaydında 01.09.1992 olarak yazılı olmasına rağmen getirtilen hastane doğum tutanağına göre 16.08.1992 tarihinde doğduğu, buna göre de 15 yaşın ikmaline 4 gün kalmış olduğunun anlaşıldığı, taraflar yaş küçüklüğü nedeni ile resmî nikah yapamadıklarını beyan etmekte iseler de bu bilginin mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunu kesin olarak bildikleri sonucunu doğurmadığı, zira resmî nikah için izin alarak veya kendiliğinden evlenmeye yetkili olma yaşı ile suçun unsuru olan 15 yaşın ikmalinin farklı olduğu, tarafların düğün tarihi konusundaki samimi beyanları, sanığın benzer bir olayda 14 yaş 11 ay 28 günlük olan bir mağdure ile ilgili Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.02.2014 tarih ve 2013/14-349 Esas, 2014/96 sayılı Kararında da belirtildiği üzere sanığın gerçekten unsur yanılgısı için de olup olmadığının tespiti yönünden mahkemenin mağdurenin gözlemini bizzat yaparak gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesinden de faydalanarak 15 yaşından küçük olup olmadığının anlaşılıp anlaşılmayacağının sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.