Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/1087 E. 2014/11517 K. 22.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1087
KARAR NO : 2014/11517
KARAR TARİHİ : 22.10.2014

Tebliğname No : 14 – 2011/367075
MAHKEMESİ : Reyhanlı 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23.06.2011
NUMARASI : 2011/41 Esas, 2011/425 Karar
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, iftira

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK.nın 267/1. maddesinde yer alan iftira suçunda, “Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişinin cezalandırılması yönünde düzenleme getirildiği, TCK.nın 267/4. maddesinde ise “Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur” yönünde düzenleme getirildiği, tüm dosya kapsamına göre olay öncesinde kaçak sigara yakalatması sebebiyle bu konuda kendisini ihbar ettiğini düşündüğü mağdur Hasan’la olay günü olan 17.01.2011 tarihinde Reyhanlı Cilvegözü sınır kapısı freeshop alanında tartışan sanığın akraba olan mağdurlar tarafından darp edilmesi üzerine aynı gün mağdurlar hakkında şikâyette bulunarak kollukça alınan aynı günlü ifadesinde mağdurların konuşma bahanesiyle kendisini yanlarına çağırdıktan sonra döverek kolundaki saatini zorla aldıklarını beyan ettiği, 18.01.2011 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığındaki beyanı ile ve 17.05.2011 tarihli mahkeme beyanında ise olay günü mağdurların kendisini darp ettiklerini ancak saatini zorla almadıklarını zaten olaydan sonra saatini arabasının içinde bulduğunu, esasen kendisinin de kollukta bu şekilde ifade verdiğini ancak sözlerinin tutanağa yanlış geçirilmiş olabileceğini belirttiği, mağdurlar haklarında yağma suçundan verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın sanık Gökhan’ın değişen ifadesine, kasten basit yaralama suçundan verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın ise yine aynı sanığın şikâyet yokluğu nedenine dayandığı, mağdurların sanığa yönelik kasten yaralama eyleminin gerçekleştiğinin dosya içindeki sanığa ait rapor, sanık beyanları ve diğer beyanlardan anlaşıldığı, mağdurlar haklarındaki gözaltı kararının yağma suçunun yanında kasten yaralama suçu nedeniyle de verildiği ve mağdurların 17.01.2011 tarihinde gözaltına alındıktan sonra 18.01.2011 tarihli Cumhuriyet Savcılığındaki ifadelerinden sonra serbest bırakıldıkları tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle sanığın iftira kastıyla hareket edip mağdurların gözaltında kalmasını sağlayacak bir eyleminden söz edilemeyeceği dikkate alınarak unsurları itibarıyla oluşmayan iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraatine karar verilmesi gerekirken, oluşa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle anılan suçlardan mahkûmiyetine hükmedilmesi,
Uygulamaya göre de;
Sanık hakkında hükümler kurulurken tekerrüre esas alınan Reyhanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/766 Esas, 2008/723 Karar ve 2007/773 Esas, 2008/1580 Karar sayılı ilamlarının sonuç olarak 2000 TL ve 1000 TL tutarlarındaki adli para cezalarına ilişkin olup, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK.nın 305/1-son maddesi gereğince kesin nitelikte olmaları karşısında, koşulları oluşmadığı halde TCK.nın 58. maddesinin tatbikine karar verilmesi,
Sanığın, mağdurlarla ilgili olarak 17.01.2011 tarihli kolluk beyanında mağdurlar tarafından dövülerek kol saatinin zorla alındığını beyan etmesinin ardından 18.01.2011 günlü savcılık beyanında mağdurların kol saatini almadığını bildirerek şikâyetinden vazgeçmesi karşısında, sanığın hakkında atılı suçtan adli soruşturma başlatılmadan önce rücu ettiği nazara alınarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı eylemine uyan TCK.nın 109/1. maddesi gereğince belirlenen temel ceza üzerinden koşulları oluştuğu halde, aynı Kanunun 110. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.