Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/10849 E. 2014/757 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10849
KARAR NO : 2014/757
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

Tebliğname No : 14 – 2013/336153

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık Ü.. D..’un yapılan yargılaması sonunda; beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine dair Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.12.2012 gün ve 2011/425 Esas, 2012/581 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;
Sanık müdafiin süresinden sonra vâki duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Mahkemece düzeltilen yaşa göre 16 yaşını tamamlamış olan mağdure, vekil ve sosyal hizmet uzmanı eşliğinde alınan 08.09.2011 tarihli beyanında, tanık olarak dinlenen amcasının kızı Hatice’nin kendisine Ümit adında erkek arkadaş ayarladığını ve isterse Ümit ile görüştürebileceğini, ancak kendisinin bunu kabul etmediğini, 06.09.2011 günü sağlık ocağının yanında bulunduğu sırada bir şahsın yanına gelerek kendisini Ümit olarak tanıttığını ve Hatice’nin söylediği şahsın kendisi olduğunu söylediğini, burada bulunan parkta oturup konuştuklarını, Ümit’in kendisiyle evlenmek istediğini, kendisinin de yaşı küçük olduğu için evlenmek istemediğini, Ümit’in telefon numarasını kendisine verdiğini ve daha sonra ayrılarak evine gittiğini, 07.09.2011 günü, tanık olarak dinlenen ablası Gökçe’nin evine gittiğini ancak evde olmamaları nedeniyle bir şeyler almak için markete gittiğini, bu sırada Ümit’in kırmızı renkli bir araçla yanına gelerek “araca bin gezelim” dediğini ve kendisinin de araca bindiğini, araçta bir şahsın daha olduğunu, Ümit’in gezmeden kendisini bir eve götürdüğünü, biraz sohbet ettikten sonra kendisine evlenmek ve cinsel ilişkiye girmek istediğini söylemesi üzerine ilişkiye girmeyi kabul ettiğini ve yanındaki şahsın dışarı çıktığını ve Ümit ile ilişkiye girdiklerini daha sonra evden ayrılarak durumu ablası Gökçe’ye izah ettiğini ifade ettiği, 14.04.2012 tarihli mahkeme beyanında ise ilk beyanıyla tamamen çelişir şekilde sanığın kendisini siyah renkli araca zorla bindirdiğini, kendisine hap içirdiğini, evde zorla öptüğünü eylem sırasında sanığın arkadaşının da yanında olduğunu, ilişkiye girdiğini hatırlamadığını, uyandıktan sonra kan geldiği için ilişkiye girdiğini anladığını ifade ettiği, mahkemece tanık olarak dinlenen Hatice beyanında sanığı tanımadığını, mağdurla tanıştırmadığını, mağdurun kendisine iftira attığını beyan ettiği, yine mağdure hakkında Gaziantep 75. Yıl Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesinin 08.09.2011 tarihli raporunda, mağdurenin yapılan muayenesi sonucunda hymen anüler intakt (kızlık zarı sağlam) olarak saptandığı, Gaziantep Çocuk Hastanesinin 08.09.2011 tarihli raporunda ise mağdurenin yapılan muayenesinde anal fissür ve hematom saptanmadığı kanamanın olmadığı, anal tonusun doğal olduğu, mevcut bulguların fiili livatayı düşündürmemekte olduğunun belirtildiği, mahkemece mağdurenin beyanın alınması sırasında bulunan sosyolog bilirkişisinin mağdurenin ilk ifadesiyle son ifadesi arasında çelişki olup ilk ifadenin daha doğru olduğu kanısında olduğuna yönelik beyanı ve tüm dosya içeriği karşısında, sanığın mağdure ile ilişkiye girdiğine dair mağdurenin açıklandığı üzere aşamalardaki kendi içinde ve adli raporlarla çelişkili beyanları dışında şüpheden uzak, kesin inandırıcı deliller olmadığı gibi mağdurenin rızası dışında basit cinsel istismar teşkil edecek eylemlere maruz kaldığı hususununda da şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, düzeltilen yaşına göre de suç tarihi itibarıyla 15 yaşından büyük mağdurenin rızasıyla gerçekleşen basit cinsel istismar eylemlerinin suç teşkil etmemesi nedeniyle sanığın atılı suçtan beraati yerine, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanık Ü.. D..’un başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde TAHLİYESİNE, derhal salıverilmesinin temini için mahalline en seri şekilde bildirilmesi hususunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Y.