Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2013/10417 E. 2014/4119 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10417
KARAR NO : 2014/4119
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

Tebliğname No : 14 – 2012/166681
MAHKEMESİ : Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07.03.2012
NUMARASI : 2010/42 Esas, 2012/18 Karar
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı

Mahalli mahkemece verilen hükmün sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 05.03.2014 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından V..Ö.. hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosyada bulunan onaylı nüfus kayıt örneğine göre suç tarihinde 12 yaşı içerisinde bulunan ve mağdurenin aşamalardaki istikrarlı beyanları, savunma, doktor raporları ve tüm dosya içeriğine göre, suç tarihinde sanığın duygusal arkadaşlık kurduğu mağdureyi Domaniç İlçesi Ebe Çamlığı mevkiine götürerek araç içerisinde cebir, tehdit veya hile gibi iradeyi etkileyen herhangi bir hal olmaksızın anal yoldan ilişkiye girdiğinin sübut bulması karşısında, sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği gözetilmeden, yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek basit cinsel istismar suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule ve uygulamaya göre de;
Mağdure hakkında Kütahya Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 25.12.2009 günlü raporda mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığının bildirilmesine karşın; kovuşturma sırasında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 17.12.2010 günlü raporda eylem nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu belirtilmiş ve bu rapor esas alınarak sanığın cezası TCK.nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de, öncelikle mağdure hakkında Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi uyarınca sosyal inceleme raporu düzenlenmesi sağlandıktan sonra ruh sağlığına ilişkin her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi, mağdurenin ruh sağlığında bozulma tespit olunursa, bozulmanın dosyada evrak örnekleri bulunan mağdurenin sanığın eyleminden sonra mağduresi bulunduğu diğer eylemlerde gözetilerek olaydan önceki veya sonraki yaşam biçimi, bu yaşam biçiminin çevresinde yarattığı izlenim ve muhtemel tepkiler gibi sebeplerle oluşup oluşmayacağı konularında etraflıca değerlendirme yapılıp cinsel istismar sonucunda ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak tespiti gerekirken, bu husus yerine getirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak TCK.nın 103/6. maddesi ile cezanın artırılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek hükmün kazanılmış hak durumu da gözetilerek bu sebepden dolayı CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.