Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/7600 E. 2014/6050 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/7600
KARAR NO : 2014/6050
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

Tebliğname No : 5 – 2011/88149
MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15.12.2010
NUMARASI : 2010/119 Esas, 2010/247 Karar
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Nüfus kaydına göre 06.06.1995 doğumlu olup, suç tarihi itibariyle 14 yaşı içerisinde bulunan mağdurenin aşamalardaki anlatımları, sanık ifadeleri ve tüm dosya içeriğinden, yaklaşık 1 yıldır arkadaş olan sanık ile mağdurenin 01.04.2009 günü sanığın ailesine ait kömür deposunda buluştukları, burada mağdure ile cinsel ilişkiye girmek isteyen sanığın, mağdurenin buna karşı çıkması üzerine önce mağdureye tokat attığı, ancak daha sonra ailesinin ilişkiye girmeleri halinde evlenmelerine izin vereceğini başka türlü buna razı olmayacağını söyleyerek mağdureyi ikna ettiği ve bu şekilde mağdurenin rızası ile cinsel ilişkiye girdikleri, daha sonra da bir çok kez çeşitli yerlerde buluşup, yine mağdurenin rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerinin anlaşılması karşısında, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlerken cebir kullanmadığının anlaşıldığı, yine 01.04.2009 tarihinde gerçekleşen ilk cinsel istismar eyleminden önce mağdureye tokat atan sanığın, daha sonra mağdureyi ikna ederek cinsel ilişkiye girmeye rıza göstermesini sağlamış bulunması nedeniyle eylemini zorla gerçekletirdiğinin kabul edilemeyeceği, buna göre sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan hüküm kurulurken cezasının TCK.nın 103/4. maddesi ile
artırılamayacağı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eyleminin TCK.nın 109. maddesinin 1. fıkrasındaki suçu oluşturduğu gözetilmeyerek aynı maddenin 2. fıkrası ile hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
15 yaşından küçük sanık hakkında işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin tespiti amacıyla gerekli olan sosyal inceleme raporu aldırılmadığı gibi, Adli Tıp Kurumundan da bu konuda görüş sorulmadığı, Tekirdağ Devlet Hastanesince düzenlenen 25.04.2009 tarihli raporda ise yalnızca çocuğun cinsel istismarı suçuyla ilgili görüş belirtilmiş olup, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin açıklamaya yer verilmediği, sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesine rağmen, gerekçeli kararda, işlediği iddia olunan suçların hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin ne şekilde geliştiği de tartışılmadan mahkûmiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
Sanık hakkında, zincirleme şekilde işlediği çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ceza tayin edilirken TCK.nın 103/2 ve 103/4. maddeleri ile 109/2, 109/3-f ve 109/5. maddeleri sırasıyla belirlenecek olan cezanın TCK.nın 43. maddesi ile artırılması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.