Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/7539 E. 2014/78 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/7539
KARAR NO : 2014/78
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Tebliğname No : 5 – 2010/283774

Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık Ö.. Ç..’nin yapılan yargılaması sonunda; ceza verilmesine yer olmadığına dair Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 18.03.2010 gün ve 2008/1222 Esas, 2010/322 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Müşteki Filiz’in 15.08.2006 tarihinde kolluğa müracaat ederek 41-42 yaşlarında, bıyıklı, kimliği belirsiz bir kişinin kızı mağdureye cinsel istismar eyleminde bulunduğunu belirterek şikâyetçi olduğu, müştekinin bu müracaattan yaklaşık 9 ay kadar sonra tekrar kolluğa giderek mağdurenin, cinsel istismar eylemini gerçekleştiren kişi olarak komşularının oğlu olan sanığı gösterdiğini belirttiği ve bu şekilde sanık hakkında soruşturmaya başlandığı anlaşılan olayda; olayın hemen akabinde belirtilen eşgal bilgilerinin sanıkla uyumlu olmayışı, her iki müracaat arasında geçen süre, sanığın atılı suçu işlemediği yönündeki soruşturma beyanı da nazara alındığında; soruşturma aşamasında dinlenilen ve Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesince düzenlenen 23.12.2009 tarihli rapor içeriğine göre beyanının alınabileceği anlaşılan sanığın duruşmada sorgusunun yapılması ve gerektiği takdirde mağdure ile de yüzleştirilmesi suretiyle hukuki durmunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Uygulamaya göre de;
Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesince düzenlenen 23.12.2009 tarihli raporda, sanığın atılı suçun işlendiği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını anlama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak derecedeki bu akli arızanın etkisi altıda olduğunun belirtilmesi karşısında, sanık hakkında TCK.nın 32/2. maddesinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanığın ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.