Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/7430 E. 2014/5878 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/7430
KARAR NO : 2014/5878
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

Tebliğname No : 5 – 2011/162842
MAHKEMESİ : İnebolu Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03.02.2011
NUMARASI : 2010/68 Esas, 2011/2 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı

Mahalli mahkemece sanıklar haklarında atılı suçtan dolayı ceza verilmesine yer olmadığına dair verilen 03.02.2011 gün ve 2010/68 Esas, 2011/2 Karar sayılı ilama yönelik olarak katılanlar vekilince yapılan temyiz istemiyle ilgili olarak aynı mahkemece verilen 04.02.2011 gün ve 2010/68 Esas, 2011/2 Karar sayılı temyiz isteminin reddine dair Ek Kararın incelenmesinde;
Mahkemece, sanıkların atılı suçla ilgili olarak eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin yeterince gelişmemiş olması nedeniyle, kusur yeteneklerinin bulunmadığından bahisle haklarında ceza verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın 5271 sayılı CMK.nın 223/3a. maddesi kapsamında hüküm niteliğinde olmasından dolayı temyiz kanun yoluna tâbi olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde anılan kararın itiraza tâbi olduğu gerekçesiyle vâki temyiz isteminin reddine ilişkin verilen 04.02.2011 gün ve 2010/68 Esas, 2011/2 Karar sayılı Ek Kararın hatalı olduğu anlaşıldığından, kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede gereği düşünüldü:
Sanık Soner hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun birinci kitabının ikinci kısmının ikinci bölümünde “ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler”in sayıldığı, bunlar arasında çocukların kusur yeteneği ve yaş küçüklüğünün ceza sorumluluğuna etkisinin 31. maddede tanzim edildiği, anılan maddede çocukların yaşlarına göre üç gruba ayrıldığı buna göre fiili işlediği sırada 12 (oniki) yaşını doldurmamış olanların birinci grup, 12 yaşını tamamlamakla birlikte 15 (onbeş) yaşını doldurmayanların ikinci grup ve 15 yaşını tamamlamakla beraber 18 (onsekiz) yaşını doldurmayanların ise üçüncü grup kabul edildiği, TCK.nın 31/1. maddesinde fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmayan çocukların ceza bakımından kusur yeteneğine mutlak surette sahip olmamalarından dolayı haklarında ceza kovuşturma yapılamayacağı ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceğinin düzenlendiği, buna karşılık 31/2. maddede 12 yaşını tamamlamakla birlikte 15 yaşını doldurmayan çocuklar açısından her somut olay yönünden işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediğinin tespit edilerek varılacak sonuca ceza sorumluluğunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve şayet ceza sorumluluğu yoksa 31/1. madde gereğince işlem yapılıp aksi halde 31/2. maddeye göre verilecek cezalarda indirim yapılması gerektiğinin belirtildiği ve izleyen 31/3. maddesinde ise fiili işlediği tarihte 15 yaşını tamamlamakla birlikte 18 yaşını doldurmayan çocukların ceza sorumluluklarının bulunduğu kabul edilerek haklarında tayin edilecek cezalarda indirim yapılacağının kabul edildiği madde metninden anlaşılmaktadır.
Açıklanan kanuni düzenleme nazara alınarak değerlendirme yapıldığında sanık Soner’in kayden 20.09.1998 doğumlu olduğu, ceza uygulaması yönünden yaşın nüfus kayıtlarına göre hesaplanması gerekmekte ise de, sanığın belirli bir yaşı doldurmuş sayılabilmesi için ay, gün ve saat hesabıyla o kadar yaşı tam olarak yaşaması zorunlu olduğundan suç tarihi kabul edilen 20.09.2010 tarihinde 12 yaşında olmakla birlikte henüz 12 yaşını doldurmayan sanık Soner’in bu haliyle hukuki durumunun birinci grup çocuklar kapsamında bulunması nedeniyle TCK.nın 31/1. maddesi uyarınca ceza sorumluluğunun bulunmadığı sabit olduğundan, hakkında ceza kovuşturması yapılamayıp sadece çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceği gözetilmeden, hakkında açılan kamu davasına devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanıklar Onur ile Fatih haklarında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine
gelince,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanıklardan Onur’un suç tarihinde 12 yıl 7 ay 19 günlük ve Fatih’in ise 13 yıl 4 ay 15 günlük olmasına karşılık gerek soruşturma evresinde ruh ve sinir hastalıkları uzmanı doktor tarafından düzenlenen 22.09.2010 tarihli, 151-152 sayılı doktor raporlarında, gerekse yargılama sırasında mahkemece görevlendirilen sosyal hizmet uzmanınca 03.02.2011 günlü duruşmada tutanağa geçirilen beyanda atılı suçun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneklerinin olmadığı bildirilen sanıklarla ilgili olarak mahkemece benimsenen bu görüşlerde nazara alınarak TCK.nın 31/2. maddesi yollamasıyla CMK.nın 223/3-a. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilmesinin ardından eylemlerinin sabit olması nedeniyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 36. maddesi uyarınca denetim altına alınmalarına karar verilmesine karşılık aynı Kanunun 40. maddesinin açık düzenlemesi karşısında uygulanacak denetim süresinin de hükümde gösterilmesi gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde süre belirlenmeksizin denetim altına alma kararı verilmesi suretiyle anılan maddeye muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.